Benli Popo, iki çocuklu Tina, Buruşuk Fugly, hediyelik eşya dükkânındaki kız. | Open Subtitles | القبيحة ذو الأرداف, تينا أم الطفلين ذات الشعر المجعد, فتاة محل الهدايا |
Seni neşelendirmek için hediyelik eşya dükkanından bir şeyler aldım. | Open Subtitles | إشتريت لك بعض الأشياء من متجر الهدايا لكي ترفع معنوياتك |
Rıhtım bölgesinde Kuzeybatı Amerika Kızılderilileri Müzesi ve hediyelik eşya dükkanı yapılmasını öneriyoruz. | Open Subtitles | نقترح استغلال ملكية الواجهة البحريّة لبناء متحفٌ أمريكيٌ هنديٌ شمال غربي ومحل هدايا. |
Gördüğüm kadarıyla Uzak Doğu'dan hediyelik eşya getirmişsin. | Open Subtitles | ها أنا أرى التذكارات التي أحضرتها معك من الشرق الأقصى |
Batı hediyelik eşya beni 500 bin Rupi'ye işe alana kadar evlenmek bir hayaldi. | Open Subtitles | لم استطع أن افكر بالزواج منها ابدا حتى, وظفتني نوفلتي الغربية ب 50000 روبيه |
- Rebecca'ya t-shirt gibi hediyelik eşya getirir miydi? | Open Subtitles | هل كان يحضر تذكارات لـ ريبيكا؟ قمصان من أي مكان؟ |
Restoranları, gece kulübünü ve hediyelik eşya mağazamızı açınca bir müzeden daha fazlası olacak. | Open Subtitles | سوف يكون أكبر بكثير من ذلك عندما نفتتحه المطاعم والنوادي الليلية، ومتاجر للهدايا. |
Böyle bir hediyelik eşya fırsatını kaçırmayın çocuklar. | Open Subtitles | لا تفوتوا الفرصة للحصول على تذكار جميل يا فتيان |
Gönüllüler için çaresizdiler çünkü hastanedeki hediyelik eşya dükkanında ortalama gönüllü yaşı 75'ti. | TED | كانوا في حاجة شديدة إلى متطوعين لأن متوسط الأعمار في محل الهدايا في المستشفى كان 75. |
Bundan sonra hediyelik eşya dükkanına gideceğiz. | Open Subtitles | محطتنا القادمة عضلات الصدر و دكان الهدايا |
Lobideki hediyelik eşya dükkanımız ve 2. kattaki resturantımızı gezmeyi unutmayın. | Open Subtitles | تفضلوا بزيارة متجر الهدايا في الردهة والمطعم في الدور الثاني |
Merhaba, Orta Amerika hediyelik eşya. Nasıl yardımcı olabilirim? | Open Subtitles | مرحباً ، هدايا نصف أمريكية ، كيف أستطيع خدمتك؟ |
Bir de herhangi bir Arap hediyelik eşya dükkanından alınma erimiş bir VHS bant var. | Open Subtitles | هناك ايضاً شريط فيديو منصهر من متجر هدايا عربى |
hediyelik eşya yok demiştik ama... 20 dolar. | Open Subtitles | .. أنا أعلم .. بأننا قلنا لا هدايا تذكارية . ولكن |
Bak, ben de tarihi severim, belki bu iş bittikten sonra, seninle birlikte hediyelik eşya dükkanına uğrarız. | Open Subtitles | وربما عندما ينتهي هذا الأمر, يمكننا الذهاب إلى متجر لبيع التذكارات معاً |
Şansızlık dostum n'parsın? hediyelik eşya sektörüyle başa çıkamazsın. | Open Subtitles | حظ عسير يا صاح لا يمكنك محاربة صناعة التذكارات |
Batı hediyelik eşya, Gharapuri. Senin sorunun nedir Todd? | Open Subtitles | نوفلتي الغربية غرابوري ما الخطأ فيك تودد ؟ |
Batı hediyelik eşya'dan alışveriş yaptığınız için teşekkürler. Ben Guarav. | Open Subtitles | شكراً لتسوقك في نوفلتي الغربية اسمي هو جواراف |
Ve hediyelik eşya filan bekleme, çünkü kendisiyle getirdiği tek şey tavırları. | Open Subtitles | ولا تنتظري أية تذكارات فكل ما رجعت به هو الموقف العدائي |
Sadece hatırlamakla kalmıyorum komik gelecek ama ne zaman oyuncak veya hediyelik eşya mağazasına girsem ellerinde var mı, benim adımı eklediler mi diye hala bakıyorum. | Open Subtitles | ليس أنني مازلت أتذكر ذلك,... هذا مضحك جداً, لكن في كل مرة أكون فيها في محل ألعاب أو محل تذكارات, |
Restoranları, gece kulübünü ve hediyelik eşya mağazamızı açınca bir müzeden daha fazlası olacak. | Open Subtitles | سيكون أكثر من ذلك عندما يفتتح مطاعم ونوادي ليلية، ومتاجر للهدايا. |
hediyelik eşya dükkânında kapana kısıldım. | Open Subtitles | حوصرت في متجر للهدايا التذكارية |
Bulabildiğim en ucuz hediyelik eşya buydu. | Open Subtitles | إنها أرخص تذكار وجدته. |