Ütğm. Helmut Schultz, Venedik'teki Alman Film Birimi'nden. | Open Subtitles | الملازم شولتز هيلموت ، من الألمانية فيلم وحدة هنا في البندقية. |
Helmut belki de ahlaksızlıklarından dolayı yararlı olabilecek bir Alman, ha? | Open Subtitles | هيلموت هو واحد الألمانية أن يمكن أن تكون مفيدة فقط ربما بسبب الرذائل له ، إيه؟ |
Helmut'un beni bir sapıklık girdabına soktuğu fikrine kapılmıştım. | Open Subtitles | وكان لي فكرة أن هيلموت لفتت لي في دوامة الانحراف |
Helmut, bu yolun sonunda sağa döneceksin, sonra... | Open Subtitles | يا قبعة أنظر ،أكمل الشارع ...إنعطف يميناً ثم |
Evet, saat 5.00'da Berlin'den Helmut Farber arayacak | Open Subtitles | لدي إتصال في الخامسـة من قبل (هلموت فاربر) من برليـن |
Şayet Helmut Torben içeriden bilgi sızdırmada yer aldıysa, ...o zaman Naomi Walling'in itibarını düşürmek için direk hamle yapmıştır. | Open Subtitles | إذا كان (هيلميت توربون) متورطاً في التعاملات غير (الشرعية، فلديه دافع مباشر لتشويه سمعة (نايومي والينج |
Helmut kendisiyle birlikte kıyıdaki hastaneye gitmem için ısrar etti. | Open Subtitles | أصر هيلموت ذهبت معه إلى الشاطئ من قبل المستشفى على ليدو |
Carlo'nun gözlerinin Helmut'un diş izlerinde olduğunu hissettim. | Open Subtitles | ورأى أنا عيون كارلو على علامة غادر الأسنان هيلموت ل |
Helmut'un Giudecca'da kiraladığı gizli barınaktı. | Open Subtitles | وكان وهذا المخبأ السري الذي هيلموت استأجروا في. التوجيه |
Ütğm. Helmut Schultz'u çağırt ve benim adıma bunu ona ver. | Open Subtitles | طلب شولتز هيلموت اللفتنانت واعطائها له من لي. |
Helmut'a geri dönmenin bedeli oysa vücudumu herkese verirdim. | Open Subtitles | وإذا كان هذا ثمن العودة الى هيلموت ، فما استقاموا لكم فاستقيموا مقايضة جسدي مع أي شخص. |
Helmut Spargle. Eskiden çok ünlü bir şefti. | Open Subtitles | هيلموت سبارجل لقد كان أفضل طباخ على الإطلاق |
Sırada Bender var, efsane Helmut Spargle'ın öğrencisi. | Open Subtitles | التالي, المتحدي بيندر تلميذ الأسطورة هيلموت سبارجل |
Helmut Newton'un patronu için yanıp tutuştuğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد هيلموت نيوتن هنا لَهُ العطعطةُ لرئيسِه. |
Beni Helmut'a ne kadar erken götürürsen anlaşmamızı o kadar erken hallederim! | Open Subtitles | كلما تحصل لي أن هيلموت ، وكلما أنا اتفاق شرف لنا! |
Vücudum, bedenim, duyularım umutsuzca Helmut'u istiyordu. | Open Subtitles | جسدي ، جسدي ، حواسي أراد بشدة هيلموت |
İçin rahat olsun Helmut, hemen döneceğim. | Open Subtitles | إهدأ يا قبعة سأعود في الحال |
Helmut'in ilk iş günüymüş. Ama çok boktan kullanıyordu. O yüzden yerine geçtim. | Open Subtitles | إنه اليوم الأول لـ(قبعة) في القيادة وقيادته سيئة للغاية، فقدت بالنيابة عنه |
Senin şansölyen Helmut Schnaidt'ın onları istediğini unutma. | Open Subtitles | ولا تنسى بأن مستشاركم (هلموت شميت) هو الذي طلبهم |
Haklıydın. Ellen Parsons Helmut Torben hakkında bildiklerini gizlemeye niyetlendi. | Open Subtitles | كنتِ محقة، (إلين بارسونز) كانت تنوي (إخفاء ما تعلمه عن (هيلميت توربون |
Helga, Hildegard, Holdine, Helmut, Hedwig ve Heidrun. | Open Subtitles | هيلجا و هيلجلجار وهولدر و هيلمت وهيجود وهيدرا |
Bu Helmut Lang, seni sakar! | Open Subtitles | هذه ماركة هلمت لانغ، أيها الأبله. |
Bu dalavere ustalarının yanında rüşvetçi Helmut birden gözüme açık yürekli, savunmasız bir delikanlı gibi göründü. | Open Subtitles | بجوار تلك أسياد الخداع ، وهيلموت الفاسدة بدا فجأة مثل الولد ، الساذج العزل. |