Çünkü toplum olarak her öğrenciye özel bir öğretmen sağlayamayız | TED | لأننا كمجتمع لا نقدر على توفير، معلم بشري واحد لكل طالب. |
ama belki de her öğrenciye bir akıllı telefon veya bilgisayar imkânı sağlayabiliriz. | TED | ربما نستطيع توفير حاسوب أو هاتف ذكي لكل طالب. |
Size, öğrenme deneyimini kişiselleştirme yetkisi veriyor, her öğrenciye göre, böylece her öğrenci, kendi öğrenme tarzı, bağlamında dili ve onu heyecanlandıran şeyler ile kişiselleştirilmiş bir kitap veya derse sahip olabilecek. | TED | إنها تعطيكم المقدرة على تخصيص التجربة التعليمية لكل طالب منفرد، حسناً، بحيث يستطيع كل طالب الحصول على الكتاب أو المقرر المخصص لأسلوب تعلمه، وسياقه، لغته والأشياء التي تثيره. |
Burası devlet lisesi, her öğrenciye aynı kıymetin verildiği ve saygı gösterilen yer. | Open Subtitles | هذه مدرسة عامة، حيث كل طالب يستحق ان يعامل بأحترام وتقدير |
her öğrenciye eşit fırsat veririm. | Open Subtitles | إنني ساعدت كل طالب و أعطيته فرصة |
her öğrenciye tablet bilgisayar alınmasını ve bütün okulu en son teknoloji bulut temelli sistemle donatmak istiyoruz. | Open Subtitles | سوف نشتري لكل طالب كمبيوتر لوحي ونرقي مدرستكم برمتها بآخر "تكنولوجيا "السحابة |
Biliyorum, bazılarınız "her öğrenciye bu tür özel muamele göstermek gerçekçi değildir" diye düşünüyor ama biz gerçekten de bunu yaptık. | TED | أنا أعلم أن بعضكم قد يفكر قائلا: "إن هذا الحل ليس عمليا أن نقوم بالاعتماد على هذا النوع من المعاملة الخاصة لكل طالب" لكننا حققنا ذلك بالفعل. |
Her posterden 100.000 kopya basacağız ve sonra her öğrenciye bu içi beleş mal dolu çantalardan vereceğiz. | Open Subtitles | ... من كل بوستر ، ثم وسوف نعطي كل طالب حقيبة غنائم ... مليئة بـ |