Her şey bir matematik denklemi değildir. | Open Subtitles | ليس كلّ شيء بمثابة معادلة حسابيّة |
Ama bir kadın için, Her şey bir akıntı gibi devamlıdır. | Open Subtitles | مع النساء ، يمضى كل هذا سوياً مثل تيار الماء |
Kaderim bu. Her şey bir amaç uğruna oluyorsa niye Sam Jones diye beni anyorlardı? | Open Subtitles | إذا كان كل شيء يحدث لسبب ما، لماذا أتلقى دعوات سام جونز؟ |
Bence Her şey bir remiks ve yaratıcılığı ortaya çıkarmanın daha iyi bir yolu. | TED | أعتقد أن كل شيء هو ريميكس، وأعتقد أن هذا طريقة أفضل لإنتاج الإبداع. |
Yine de, yukarıdan bakılınca, güya Tanrı tarafından, Her şey bir anda birbiriyle uyumlu hale gelir. | Open Subtitles | حتى التى يراها معظمنا كما لو كانت من صنع الرب . وكل شىء فجاءة يتناغم مع بعضة |
Her şey bir şüphe kaynağı. | Open Subtitles | كل شئ يحتمل أن يصبح موضع شك |
Onun için Her şey bir şaka, dediklerinin komik olmaması dışında. | Open Subtitles | كل شيء عبارة عن مزحة معه لكنها ليس مزحة على الإطلاق |
Her şey bir kalıp gibi önündeydi, annem ve babam gibi. | Open Subtitles | كل شيئ كان اما ناظريك قطع الكعك رائعة تماما مثل امي وابي |
Her şey bir matematik denklemi değildir. | Open Subtitles | ليس كلّ شيء بمثابة معادلة حسابيّة |
Ama bir kadın için, Her şey bir akıntı gibi devamlıdır. | Open Subtitles | مع النساء ، يمضى كل هذا سوياً مثل تيار الماء |
Normal davranmak nedir? Ya Her şey bir oyunsa? | Open Subtitles | تتصرف كالعادة ماذا لو كان كل شيء تمثيلاً |
Eğer Her şey bir özürle hallolsaydı bu dünyada, o zaman kanun ve polise ihtiyacımız olur muydu sence? | Open Subtitles | لو كان كل شيء يصلح بمجرد قول الإعتذار. فلماذا توجد قوانين في هذا العالم؟ ولماذا توجد هناك شرطة؟ |
Uzun zamandır birlikte çalışmıyoruz ama bilmelisin ki Her şey bir testtir Michael. | Open Subtitles | ربما أننا لم نعمل سوياً لوقت طويل ولكن عليك أن تعلم بحلول الآن أن كل شيء هو اختبار مايكل |
Bir çelişkidir. Her şey bir çelişkidir. | TED | كل شيء هو تناقض. |
Yine de, yukarıdan bakılınca, güya Tanrı tarafından, Her şey bir anda birbiriyle uyumlu hale gelir. | Open Subtitles | حتى التى يراها معظمنا كما لو كانت من صنع الرب . وكل شىء فجاءة يتناغم مع بعضة |
Onları elime aldığımda Her şey bir anda gerçek oldu. | Open Subtitles | أنا أتذكر حين ذهبت لإحضار خواتم الزفاف ولقد حملتهم فى أيدى وكل شىء أصبح حقيقى |
Her şey bir şüphe kaynağı. | Open Subtitles | كل شئ يحتمل أن يصبح موضع شك |
Her şey bir fıkra değildir. Farkı anlaman lazım. | Open Subtitles | ليس كل شيء عبارة عن حكاية قصيرة مضحكة, عليك أن تميّز |
Ona Fısıltı derlerdi çünkü onun için Her şey bir sırdı. | Open Subtitles | كل شيئ كان سرا له |