"her şeyde" - Translation from Turkish to Arabic

    • في كل شئ
        
    • في كل شيء
        
    • في كلّ شيء
        
    • بخصوص كل شيء
        
    • بكل شئ
        
    • حول كل شيء
        
    • كل شيء في
        
    • في كل ما
        
    • فى كل شئ
        
    • فى كل شىء
        
    • في كُلّ شيءِ
        
    • على كل شيئ
        
    • موجود في كل
        
    • بشأن كل
        
    her şeyde ne kadar berbat olduğumu hatırlatma fırsatını hiç kaçırmıyorsun. Open Subtitles لاتصيع أي فرصة في تذكيري أني فاشل في كل شئ تقريبا
    Bu etki şekillerden, Super Bowl reklamlarına kadar her şeyde geçerlidir. TED بل يعمل في كل شيء من الأشكال حتى إعلانات السوبر بول.
    Etrafımdaki şımarık çocukları geçmem hiç zayıflık göstermeden her şeyde kazanamam gerekiyordu. Open Subtitles احتجتُ لهزيمة تلك النخبة المدلّلة من حولي كي لا أظهر ضعفاً كي أنجح في كلّ شيء
    Ya diğer her şeyde de yanılmışsam? Open Subtitles ماذا لو كنت مخطئًا بخصوص كل شيء آخر أيضًا؟
    Her ayrıntıda, her şeyde, her insanda onu hatırlamaya çalıştı. Open Subtitles لقد حاول تذكرها بكل تفاصيلها بكل شئ في كل شخص
    CA: Elon, öyle görünüyor ki, seni dinlemek ve yaptığın farklı şeylere bakmakla, çok ilginç bulduğum, her şeyde o eşsiz ikili motivasyona sahipsin. TED إيلون، يبدو لي عندما استمع إليك وأنظر إلى الأشياء المختلفة التي فعلتَها أن لديك حافزًا مضاعفًا فريدًا حول كل شيء أرى أنه مثير للاهتمام.
    Hayatındaki her şeyde olduğu gibi aşırı yemede de başarısız mısın? Open Subtitles ما زلت تخفقين في الافراط في الطعام، كما تخفقين في كل شيء في حياتك؟
    Liderlik dışındaki her şeyde. Ve dokuz yılda yedi nakil yapmış. Open Subtitles في كل شئ فيما عدا الريادة و هو قد قام بسبع إنتقالات خلال تسع سنوات
    her şeyde şeker vardır. Hiç ummayacağın yerlerde. Mesela ketçapta. Open Subtitles هناك سكر في كل شئ في أشياء ما كنت لتتوقعينها, مثل الكاتشاب
    Ama yine de her konuda haklıydınız. Mesela, her şeyde. Open Subtitles لكن وجدت بعدها أنكِ محقة في كل شئ كل شئ
    Hücreler bu enerjiyi onarmaktan gelişime ve yeniden üretime kadar her şeyde kullanırlar. TED تستخدم الخلايا هذه الطاقة في كل شيء من الترميم إلى النمو إلى التكاثر.
    Bu fikri sizin aklınıza yerleştirmek istiyorum bir kişi de olsa her şeyde bir güzelliğin olduğunun farkında olan. TED لذلك أريد أن أزرع هذه الفكرة في رؤوسكم أنه يتطلب شخصاً واحداً لتكتشف بأن الجمال موجود في كل شيء
    İnsanlar kendileri hariç her şeyde iyi bir taraf bulabilirler. Open Subtitles لايمكن للناس الحصول على الشيء الحسن والجيد في كل شيء
    Psikologlar her şeyde delilik arar. Open Subtitles يبحث الأخصائيون النفسيون عن الجنون في كلّ شيء.
    Dediğin her şeyde yanılıyorsun çünkü sen Tanrı'ya inanmıyorsun ama benim inancım var. Open Subtitles إنّكَ مخطئ في كلّ شيء لأنّكَ لا تؤمن بالربّ...
    - Ama şimdi her şeyde yanlış düşünüyormuşsun gibi geliyor. Open Subtitles ولكن الآن يبدو انك مخطأة بخصوص كل شيء
    - Ama şimdi her şeyde yanlış düşünüyormuşsun gibi geliyor. Open Subtitles ولكن الآن يبدو انك مخطأة بخصوص كل شيء
    Sanki işte, sporda ve her şeyde kazanmam şartmış gibi. Open Subtitles الامر يبدو وكأنني عليّ دائماً الفوز... بالعمل، بالرياضات، بكل شئ
    Norman, her şeyde korkmasan olmaz mı? Open Subtitles ياللهي , نرومان, توقف ان تقلق حول كل شيء.
    Okul, üniversite, mühendislik her şeyde bir numaraydı. Open Subtitles لقد كان الأفضل في كل شيء في يوم من الأيام قال لي :
    Eğer onların iyi bilim insanları olmalarını istiyorsak yaptıkları her şeyde giderek daha fazla meraklı olmaları gerekir. TED وإذا أردنا العمل على جعلهم علماء عظيمين، يجب عليهم أن يصبحوا فضوليين أكثر وأكثر في كل ما يفعلونه.
    John bende giriştiği her şeyde başarısız olmuş bir tip etkisi yarattı. Open Subtitles جون مثل الرجل الذى فشل فى كل شئ فعلة هل انا محقة؟
    Bizim işimiz, yaptığımız şey insanların davranışlarını incelemek çünkü farkında olmasak bile yaptığımız her şeyde ipuçları saklıdır. Open Subtitles عملنا، ما نفعله هو نحن ندرس كيفية تصرف الاشخاص لان هناك دلائل فى كل شىء نفعله
    Seni gördüğüm andan beri her yerde ve her şeyde seni görüyorum. Open Subtitles منذ أن رَأيتُك، أنا فقط أَراك في كُلّ شيءِ وكُلّ شخصِ
    Teşkilâtımızda olan her şeyde aynı fikirde değiliz bu yüzden bizim için biraz tuhaf bir durum bu. Open Subtitles نحن لا نوافق على كل شيئ يحصل في وكالاتنا لذا هذا غير ملائم لنا قليلاً
    Dün söylediğin her şeyde haklıydın bir şey hariç. Open Subtitles أتعلمين، لقد كنتي على حق بشأن كل ماقلته بالأمس بإستثناء شيء واحد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more