"her şeyi bilen" - Translation from Turkish to Arabic

• يعرف كل شيء
• يعرف كلّ شيء
• يعرفون أكثر الأشياء

Zeki yaşlı adam, her şeyi bilen, ama her zaman iyi olmayan.
كالعجوز الحكيم الذى يعرف كل شيء الشخص الذي دائماً ما يعرف الكثير

Belki de bunu babana sormalısın. her şeyi bilen adam o.
ربما يمكنك سؤال والدك إنه الشخص الذي يعرف كل شيء

Doğrunun ve yanlışın yalnızca her şeyi bilen her şeye gücü yeten, kararları sorgulanamayan ve en korkunç eylemlerin bile onun adıyla sorgusuz sualsiz işlenebileceği tek bir Tanrı tarafından mutlakıyetle belirleniyor olması.
الصواب والخطأ يتقرر فقط مِن قِبل واحد يعرف كل شيء قوي جداً حيث حكمه لا يُمْكن الشك به

- Çünkü ben her şeyi bilen adamım.
لأنّني الشخص الذي يعرف كلّ شيء

Ve her şeyi bilen ikizler, o Berglund denen kız için pek iyi şeyler düşünmediğini söylüyorlar.
والتوائم يعرفون أكثر الأشياء . . يقولون أن بيرج لوند اساء لبنت

Pekâlâ, Bay her şeyi gören, her şeyi bilen sana inanmadığım için özür dilerim.
حسنا، يا سيد من يرى كل شيء و يعرف كل شيء أنا آسف لأني شككتُ فيك من الواضح أنك تعرف ما خفي و إلا ، لن تكون هنا، صحيح؟

her şeyi bilen birisinin gözleriyle bana bakıyordu.
‫وكانت هي تنظر إليّ ‫بعيون شخص والذي يعرف كل شيء

Sizin, hayat hakkında her şeyi bilen çok akıllı bir adam olduğunuzu ve tüm kuralları kalpten öğrendiğinizi biliyoruz.
إننا نعرف بأنك يجب أن تكون ... عجوزحكيمجدا الذي يعرف كل شيء حول الحياة وتعلم كامل الدليل بالقلب

Ben de kızlar hakkında... her şeyi bilen adama gittim: kardeşim James'e.
لذا ذهبت إلى الرجل الذي يعرف كل شيء عن الفتيات .. أخي "جيمس"

Fakat benim hakkımda her şeyi bilen tek kişisin.
لكنك الشخص الوحيد الذي يعرف كل شيء عني

Hakkımızda her şeyi bilen bir düşman ne yaptığımızı ve nasıl yaptığımızı bilen.
...عدو يعرف كل شيء عنا ماذا نفعل و ماذا لا نفعل

Siz her şeyi bilen misiniz?
لذلك كنت الشخص الذي يعرف كل شيء ؟

Ama her şeyi bilen sadece benim.
ولكن انا الشخص الذي يعرف كل شيء

Bilgili olduğunu söylüyordu. her şeyi bilen biri olduğunu söylüyordu.
قال بأنه الوحيد الذي يعرف كل شيء.

Sence Henry hikayeyi daha ne kadar saklayabilir? Az önce her şeyi bilen bir gazeteciyle konuştum.
.أن (هنري) لم يغطي كُل شيء لقد تكلمت للتو مع المراسل الذي يعرف كل شيء

Chris, cevaplar bitiyor, her şeyi bilen?
(كريس) الذي يعرف كل شيء ،قد نفذت منه الأجوبة ؟

Çalışmaları hakkında her şeyi bilen bir fedaisin.
الذي يعرف كل شيء عن عملياته...

- Bahse varım her şeyi bilen adamdır.
-أراهن أنّ ذلك هو الرجل الذي يعرف كلّ شيء

- Bahse varım bu, her şeyi bilen adam.
-أراهن أنّ ذلك الرجل يعرف كلّ شيء -وكالة الاستخبارات