| Elbette üç olduğunu bilirsin çünkü bildiğim her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | بالطبع أنت تعلم أنها ثلاثة لإنك تعرف كل شيء أعرفه |
| Kasalarla ilgili her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | بلي يا أليكس , يمكنك ذلك فأنت تعرف كل شيء عن الخزنات |
| Yapma Loren o konuda her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | هيا لورين أنت تعرفين كل شيء عن تلك التهمة |
| Sanırım, benim hakkımda her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | حسناً, أحسب أنك تعرفين كل شيء عني أنا أعرف ما فيه الكفاية |
| Demek ben de herkes gibiyim ve söyleyeceğim her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | إذن أنا مثل الآخرون وأنت تعرف كلّ شيء سأقوله |
| Van De Kaap hakkında her şeyi biliyorsun. Bana yardım et. Kayıt dışı. | Open Subtitles | تعلم كل شيء عن هذا ساعدني, بشكل غير رسمي |
| Sen! Evet, yağlı, çıplak ve kel adam! Hakkımda her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | أنت أيها الرجل العاري المزيت الأصلع أنت تعرف كل شيء عني |
| Sırf bir kişi hakkında bir şey biliyorsun diye her şeyi biliyorsun sayılmazsın. | Open Subtitles | فقط لأنك تعرف شيء واحد عن شخص لا يعني أنك تعرف كل شيء عنه. |
| Sen korumasın. Burda olan her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | أنت الحارس هنا، تعرف كل شيء يحصل في هذا المكان |
| Haydi, her şeyi biliyorsun. Bana ne düşündüğünü söyle. | Open Subtitles | قل، بما أنك تعرف كل شيء أخبرني بوضوح برأيك اللعين |
| Hakkımda her şeyi biliyorsun. Senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | إنك تعرف كل شيء عني, و أنا لا أعرف شيئاً عنك |
| Sonra polis geldi ve ben de kaçtım. Artık her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | بعد ذلك جاءت الشرطة و هربت الآن أنت تعرف كل شيء |
| - Yani sen hakkımda her şeyi biliyorsun... - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | ...ـ أعني , أنتي تعرفين كل شيء عني ـ شكراً لك |
| Sen muhtemelen bu izleyiciler ve sapıklar hakkında her şeyi biliyorsun, değil mi, Morgan? | Open Subtitles | هناك اسم لما تفعلينه ديبي ويسمى بالمطارد أظن أنك تعرفين كل شيء عن المطاردين أليس كذلك يا مورغان؟ |
| Hakkımdaki her şeyi biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | حسنا، أنتِ تعرفين كل شيء عني، أليس كذلك؟ |
| Sen hakkımda her şeyi biliyorsun. Ama ben seninle ilgili hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | أنت تعرف كلّ شيء عنّي وأنا لا أعرف أيّ شيء عنك |
| Sen benim hakkımda her şeyi biliyorsun fakat bildiğin kadar şey paylaşmıyorsun gibi hissediyorum... | Open Subtitles | أنا أشعر كما أنك تعلم كل شيء عني وأنا لا أشهر أنك تشاركني ذلك كثيرآ |
| Sen benim hakkımdaki bilinecek her şeyi biliyorsun. Ben senin ne iş yaptığını bile bilmiyorum. | Open Subtitles | انت تعرف كل شىء عنى, بكل التفاصيل انا حتى لااعرف ماذا تعمل |
| Sen bizim hakkımızda her şeyi biliyorsun, biz senin hakkında biliyoruz. | Open Subtitles | أنت تعرف كل شئ عنا و نحن نعرف كل شيء عنك |
| Evet ama hepsi bu. Artık hakkımdaki her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | أجل، لكن هذا كل شئ الآن أنتِ تعرفين كل شئ بخصوصي |
| Sonuçlar hakkında her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ التي كنتِ تعرفين كلّ شيء عن العواقب |
| Benim hakkımdaki her şeyi biliyorsun ben ise senin hakkında bir iki şeyi biliyorum. | Open Subtitles | أنت تعلمين كل شيء بشأني، وأنا بالكاد أعرف أي شيء عنك |
| Evli ve çocuklusun, her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | انتَ متزوج ولديكَ أطفال انتَ تعلم كل شئ |
| Sana her şeyi anlattım. her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | لقد قلت لك كلّ شيء، أنت تعلم كلّ شيء |
| Pekala Marco, artık her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | حسناً ماركو، أنت تعرف كل ما في الأمر الآن. |
| Bak, her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | .أترى، إنّك تعرف كُل شيء |
| - her şeyi biliyorsun. - Buralarda ünlüsün. | Open Subtitles | تلك أصوات شؤم أنت معروفة هنا |
| Güzel, benim hakkımda her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | اذن تعلمين كل شئ عنى |