"her bir insanın" - Translation from Turkish to Arabic

    • كل شخص
        
    • كلّ فرد
        
    İşte bu bir şeydir. Şimdi, her bir insanın bunu takip ettiğinden emin miyim, TED إن هذا لهو شيءٌ حقاً والآن أنا متأكد من أن كل شخص تبع المعزوفة ..
    Bir oyunda oynamış olan her bir insanın yaptığı her şey ölçülebilir. TED كل جزئية قام بها كل شخص لعب في اللعبة في أي وقت مضى.
    Tarihimizin fazlaca bilgiyle yüklü olduğumuz yıllarındayız; gezegendeki her bir insanın etkin bir biçimde insan yapımı bir sistemin ilk defa bir parçası olabileceği, iyi veya kötü bir amaçla herhangi birine erişebileceği yıllar. TED نحن نمر بسنوات تعتبر فترة عميقة في تاريخنا، عندما تكون فعالية كل شخص على هذا الكوكب جزءا من نظام قد صنعه الإنسان لأول مرة، قابل للمس بأي شخص اخر -- بطريقة إيجابية، وبطريقة سلبية.
    İnsan hayatını her şeyin üzerinde tutarız. her bir insanın hayatını. Open Subtitles نحن نقدّر الحياة فوق كلّ شيءٍ آخر حياة كلّ فرد
    İnsan hayatını her şeyin üzerinde tutarız. her bir insanın hayatını. Open Subtitles نحن نقدّر الحياة فوق كلّ شيءٍ آخر حياة كلّ فرد
    Kadınlar, doğdukları günden itibaren tanıdıkları her bir insanın fotoğraflarını, cüzdanlarında taşırlar. Open Subtitles صحيح؟ النساء يحملن صورة كل شخص إلتقين به... كل يوم في حياتهن منذ بداية الزمان...
    Leslie Chang: Tabii ki. Yani oldukça ilginçti, çünkü sonuçta orada,Dongguan şehrinde iki senemi geçirdim. ve zamanla, her bir insanın hayatındaki o yoğun değişimi görüyorsunuz .İnişler ve çıkışlar oluyordu fakat genel olarak hayatları daha iyiye gidiyordu. TED ل . ت : أوه بالتأكيد، بالتأكيد. أعني، أنت تعرف، أنه كان مثيرا للاهتمام، لأنني في الأساس قضيت سنتين هائمة في هذه المدينة، دونغقوان، وخلال تلك الفترة ، تستطيع أن ترى التغيير الهائل في حياة كل شخص: التصاعدي، التنازلي، جانبيا، ولكن عموما التصاعدي.
    Tüm şehirdeki her bir insanın. Open Subtitles من كل شخص في المدينة بأكملها
    Tüm şehirdeki her bir insanın. Open Subtitles من كل شخص في المدينة بأكملها . .
    Sizi rahatlatayım: Aramızda, büyük bir mahremiyet saygısı var fakat aynı zamanda, "radikal konukseverlik" adı verilen şeye de bağlıyız -- bu, Four Seasons'ın reklamını yaptığı türden değil; her bir insanın iyiliğe layık olduğunu belirten türden, nokta, cümlenin sonu. TED دعوني أؤكد لكم مرة أخرى: يوجد هناك الاحترام المقدس بيننا، ولكن أيضًا الالتزام لما نسميه "الضيافة الأصيلة"-- ليست من النوع الاعلاني من قبل فنادق الفصول الأربعة، ولكنها من النوع الذي يقول أن كل شخص يستحقُ العطف، كلام نهائي.
    Şimdi burda solda, sıfıra düşürmek istediğiniz CO2 var hesaplaması, insan sayısına her bir insanın kullandığı ortalama hizmetlere her bir servisin ortalama enerji ihtiyacına ve her bir enerji biriminin yaydığı CO2 ye baglı TED إذاً، لدينا مقدارعلى اليسار ، CO2 ، الذي تريد مساواته بالصفر، وذلك سيكون معتمد على عدد الناس ، الخدمات التي يستهلكها كل شخص في المتوسط ، معدل أو متوسط الطاقة لكل خدمة ، وكمية CO2 المتاحة لكل وحدة من الطاقة .
    İnsan hayatını her şeyin üzerinde tutarız. her bir insanın hayatını. Open Subtitles نحن نقدّر الحياة فوق كلّ شيءٍ آخر حياة كلّ فرد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more