"her fırsatta" - Translation from Turkish to Arabic

    • كل فرصة
        
    • كل مناسبة
        
    • كل فرصه
        
    • أي فرصة
        
    • متى سنحت له الفرصة
        
    • كلّ مرة تسنح
        
    • كلما أتيحت
        
    • كلما سنحت
        
    • كلّ فرصة
        
    Ben karnavalın büyük bir hayranıyımdır ve her fırsatta giderim oraya. Open Subtitles أنا معجبة كبيرة بالكرنفال، وأذهب إليه في كل فرصة تسنح لي.
    Tabi canım, ondan bulduğun her fırsatta soluğu benim yanımda aldın. Open Subtitles نعم، وهذا هو السبب أنت هنا معي كل فرصة تحصل عليه؟
    Bulduğum her fırsatta kestiriyordum çünkü gerçekten zor bir işti. TED كنتُ أغفو في كل فرصة أحصل عليها لأن العمل كان شاق فعلاً.
    Bu kedi her fırsatta bizimle dalga geçiyor. Open Subtitles أخبرتك، هذا القط يخدعنا في كل مناسبة بريستن، هدئ من نفسك
    Çoğunlukla Cato pişirir benim için, ama bugünlerde her fırsatta bana saldırmaya başladı. Open Subtitles كاتوعادةيقومبعملبعضالطبخ لي.. لكن مؤخراً أخذ بمهاجمتي في كل فرصه.
    - her fırsatta onları öldürüyorlar. Open Subtitles يجعلونها تعمل لأجلهم أو يقتلونها أي فرصة يمكنهم الحصول عليها
    - her fırsatta karısını aldatırdı. - Eline çok fırsat geçer miydi? Open Subtitles ليس سرا كبيرا أن كيرنز خرج على حساب زوجته في كل فرصة يحصل عليها
    her fırsatta Michael'ın insan olduğunu vurgula. Open Subtitles فقط حاولي ان تجعلي مايكل انسانا في كل فرصة
    Hep amiralliğe karşı şanslarını zorlarlardı buldukları her fırsatta. Open Subtitles كانوا يقومون بالإحتكاك بالجيش عند كل فرصة تًُواتيهم؟
    Eline geçen her fırsatta beni hiçe sayarak, etkin liderlik edemem. Open Subtitles لا يمكننى القيادة بشكل مؤثر وأنت تقوض من سُلطتى فى كل فرصة تتاح لك
    her fırsatta Michael'ın insan olduğunu vurgula. Open Subtitles فقط حاولي ان تجعلي مايكل انسانا في كل فرصة
    her fırsatta üzerime işler yığarak beni değerlendirdin. Open Subtitles ـ تستغل كل فرصة لاختباري لتكديس العمل علي
    Gözlerin, üzerimizde olmadığı vakitlerde yakaladığımız her fırsatta, kanatlarımızı gereceğiz... Open Subtitles طوال فترة غيابهم سننتهز كل فرصة لدينا لنحلق بأجنحتنا
    "Sookee'ye her fırsatta elbiselerini ve mücevherlerini göster. Open Subtitles اجعلي سوكي تشاهد ملابسك و مجوهراتك في كل مناسبة ممكنة
    Sen de her fırsatta onu memnun etmeye çalışırsın. Open Subtitles تحاولي أن تعتذري له في كل مناسبة.
    Şarkı mı söylüyorsun, biriyle mi konuşuyorsun, nefes mi alıyorsun eline geçen her fırsatta. Open Subtitles عندما تغنين ، عندما تتحدثين عندما تتنفسين كل فرصه تأتيك
    Evet, haklısın.Randy Falcher her fırsatta pantolunumla oynardı. Open Subtitles أنتِ على حق .. راندي فولشر اعتاد على لمس بنطالي في أي فرصة
    Bulduğu her fırsatta beni elliyor anne. Open Subtitles أمي، إنه يضع يديه علي متى سنحت له الفرصة لذلك
    Ve eline geçen her fırsatta seni bana karşı dolduruyor. Open Subtitles وأعلم بأنّها تحاول قلبك علي في كلّ مرة تسنح لها الفرصة
    Evet ve sen de her fırsatta bu sözden dönüyorsun. Open Subtitles نعم وأنت تقوم بحنث ذلك الوعد كلما أتيحت لك الفرصة
    Büyükbaban öldükten sonra büyükannen her fırsatta mezarına bir adak sundu. Open Subtitles بعد أن مات جدك تذهب جدتك لقبره كلما سنحت لها الفرصة
    Eline geçen her fırsatta kendi oğlunu terk etmeyi denermiş. Open Subtitles لقد حاولت التخلص من إبنها في كلّ فرصة تسنحُ لها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more