her gün yemek yemeğe mutfağa gidiyoruz ama sen mutfağa gitmiyorsun. | Open Subtitles | نحن نذهب الى غرفة الطعام كل يوم لكن أنت لن تذهب الى هناك |
Sana her gün yemek getirmeliydi yani değil mi? | Open Subtitles | مخبول قام بحبسك فى قبو كان يجلب لك الطعام كل يوم, أليس كذلك ؟ |
Ona elimden geldiğince iyi bakmaya çalışıyorum, banyo yaptırıyorum hastalandığında ona bakıyorum, her gün yemek getiriyorum ve bulabildiğim kadar şarap getiriyorum. | Open Subtitles | لقد اعتنيت به بافضل ما استطعت نظفته أغطيه حينما يشعر بالبرد أحضر له الطعام كل يوم والكمية التي استطيع الحصول عليها من الخمر |
her gün yemek için sizi davet ettim. "Biz" mi? | Open Subtitles | و لكنى أدعوك أن تشاركنا الغداء كل يوم تشاركنا ... |
Bana her gün yemek getirmek zorunda değilsin. Hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | ليس عليكي أن تحضري لي الغداء كل يوم |
- Evet, her gün yemek yapıyorum. - Yemek mi yapıyorsun? Öyle mi? | Open Subtitles | نعم , إنى أطبخ كل يوم تطبخ , نعم |
- Evet, her gün yemek yapıyorum. - Yemek mi yapıyorsun? Öyle mi? | Open Subtitles | نعم , إنى أطبخ كل يوم تطبخ , نعم |
Kim her gün yemek getirdi? | Open Subtitles | من يحضر الطعام كل يوم ؟ |
her gün yemek çantama salça olurdu. | Open Subtitles | قال ان قطب تصل حقيبتي الغداء كل يوم. |
her gün yemek çantama salça olurdu. | Open Subtitles | كان يقوم بتمزيق حقيبتي الغداء كل يوم |
- her gün yemek yeriz. | Open Subtitles | -نتناول الغداء كل يوم . |