herkesin yararına olan bir şey değil de elitlerin elde etmek istediği bir şey olarak görülüyor. | TED | فقد فهمت كجزء من أجندة النخبة بدلاً عن شي يخدم مصلحة الجميع. |
Sahiden. Bence hukuku bırakıp müzik eleştirmeni olman herkesin yararına. | Open Subtitles | وأظن أن قرارك بترك المحاماة لتصبح ناقد موسيقي فإنه في مصلحة الجميع |
Daha fazla detay veremem, ama inanın ki bu herkesin yararına. | Open Subtitles | ولا يسمح لي بإعطاء التفاصيل ولكن صدّقوني، ذلك للصالح العام |
Her zaman herkesin yararına işler yap. Bu kadar. | Open Subtitles | دائماً اعملي للصالح العام. |
Bir üst sınıfa devam etmemin herkesin yararına olacağını söylediler. | Open Subtitles | قالوا أنه في صالح الجميع لو أنتقلت |
Ama buralarda olmamam herkesin yararına olacak bence. | Open Subtitles | أنا أعتقد فقط أنه من الأفضل للجميع لو أني لم أكن متواجدًا لأشهد هذا |
Şuan onu burada tutmak herkesin yararına olur. | Open Subtitles | من مصلحة الجميع أن يبقى محبوسا هنا في هذا الوقت |
Olurdu herkesin yararına | Open Subtitles | وسيكون ذلك في مصلحة الجميع |
Ama Steven'ın söyleyecekleri duyması herkesin yararına olur. | Open Subtitles | لكن سيكون من مصلحة الجميع أن يستمع (ستيفين) لما أريد قوله. |
DiLaurentis ailesiyle, yüz göz olmamak herkesin yararına. | Open Subtitles | إن في مصلحة الجميع أن نبقى "غير متشابكين" مع عائلة (الديليرانتيس) |
Tokyo ile barışcıl ilişkilerin devam etmesi herkesin yararına. | Open Subtitles | استمرار العلاقات السلمية مع (طوكيو) هو في مصلحة الجميع |
Spencer, eğer düşünürsen fark edeceksin ki DiLaurentis ailesiyle yüz göz olmamak herkesin yararına. | Open Subtitles | سبنسر), اذا فكرتي بهذا ستدركين)... ان هذا في مصلحة الجميع (ان نبقى غير متشابكين مع عائلة (الديليرانتيس |
Onun için bir takım kurallar koymak herkesin yararına olur. | Open Subtitles | لذا أعتقد بأن من الأفضل للجميع .لو وضعنا بعض القواعد البسيطة |