| Tamam eski hesaplarla başlayıp yenilere ilerleyeceğiz. | Open Subtitles | حسنا، سنبدأ بهذه الحسابات وبعد ذلك نشق طريقنا إلى الحسابات الجديدة |
| Sonunda itiraf ettiğimde de karısı bana başka kentlerde olan tüm hesaplarla ilgili belgeleri yokettiğini söyledi. | Open Subtitles | اذا عندما اعترفت أخيراً أخبرتني زوجته مزقت كل شيء حول الحسابات البعيدة |
| Yeni açtığımız hesaplarla ilgili birkaç sorum olacaktı. | Open Subtitles | أجل لدي بعض الأسئلة عن هذه الحسابات الجديدة التي إفتتحناها |
| Avukat olmasının yanı sıra, hesaplarla da ilgileniyormuş. | Open Subtitles | فضلاّ عن كونها محاميتها الخاصة إلا أنّها قامت ببعض الحسابات |
| Beni hesaplarla uğraştırma. Bu ikimiz içinde daha kötü olur. | Open Subtitles | لا تجعليني أقوم بحسابات رياضية ذلك فقط سيجعل الأشياء أسوأ لكلانا |
| Şirketin yeni hesaplarla ilgilensin ve bu hafta içerisinde bir şeyler ayarlayalım. | Open Subtitles | فلتجعل شركتك تتصل بقسم الحسابات الجديدة و يمكننا أن نرتب شئ فى آخر الاسبوع |
| sirketin yeni hesaplarla ilgilensin ve bu hafta içerisinde bir seyler ayarlayalim. | Open Subtitles | فلتجعل شركتك تتصل بقسم الحسابات الجديدة و يمكننا أن نرتب شيء في آخر الاسبوع |
| Biliyorsun, hesaplarla oynamanın yolları var. | Open Subtitles | كما تعلمين ثمة وسيلة للتعامل مع الحسابات |
| Kitty, baksana, bu uluslararası... hesaplarla ilgili olarak elimizde hiç belge var mı, biliyor musun? | Open Subtitles | ,اسمعي كيتي ... هل لديك علم إن كانت لدينا أية وثائق بشأن هذه الحسابات الدولية ؟ |
| Kitty, baksana, bu uluslararası... hesaplarla ilgili olarak elimizde hiç belge var mı, biliyor musun? | Open Subtitles | ,اسمعي كيتي ... هل لديك علم إن كانت لدينا أية وثائق بشأن هذه الحسابات الدولية ؟ |
| Apartman toplantısında hesaplarla ilgili aptalca bir tartışmamız olmuştu. | Open Subtitles | في مجلس المقيمين حول الحسابات |
| Reliable'da kişisel hesaplarla bilfiil ilgilenen acenta; senin, isminin Jonathan Barker olduğunu söylediğin sigortalı sürücüyle ilgili bilgi vermek için geri aradı. | Open Subtitles | حسنٌ، الوكيل الموثوق به الذي هو في الحقيقة يتعامل مع الحسابات الشخصية عاد وإتصل بيّ شخصياً ليقول لي أن السائق المؤمن كما تعرفين، الذي سبق و أخبرتني أن إسمه (جوناثن باركر) |
| hesaplarla devam et. Barınma meselesiymiş! | Open Subtitles | -اكمل الحسابات |
| Küçük boyutlu hesaplarla ilgilenirdi. Aslında kahve ve çörekle gözlemleme işi. | Open Subtitles | كانت تحتفظ بحسابات المبالغ الصغيرة القهوة والكعك بشكل خاص |
| Yurtdışı hesaplarla bir bağlantı? | Open Subtitles | ولا صلات بحسابات وراء البحار؟ |