1980'lerin sonunda doğru İki Kanadalı Paul Hewitt ve Gordon Flett mükemmeliyetçiliği ölçmek için bir öz bildirim ölçeği geliştirdiler. | TED | كان ذلك حتى نهاية الثمنينات عندما اجتمع الكنديان، بول هيويت وجوردن فليت وتعاونا وطورا مقياس يسجل ذاتيًا الكمالية |
Şimdi Bayan Hewitt'e kontrol ettiririm. | Open Subtitles | سوف يكون لي ملكة جمال هيويت التحقق من ذلك على الفور. |
Peter, bu yeğenimiz, Jennifer Love Hewitt. | Open Subtitles | هذه قريبتنا جينيفر لوف هيويت ممثلة أمريكية |
Michelle seriyi izleyip Alex Hewitt diye bir hacker'a ulaşabildi. | Open Subtitles | ميشيل تتبعت هذا التوقيع إلى أن وصلت إلى أليكس هويت |
Her şey, Hewitt dahil, dün gece buharlaşacaktı. | Open Subtitles | كل شيء بما فيهم هويت كان من المفترض أن يتبخر الليلة الماضية |
Hewitt'ların evindeki suç mahallinden 1300'ün üstünde delil toplandı. | Open Subtitles | ما يزيد عن 1,300 قطعةً من الأدلة تم تجميعها من موقع الجريمة في سكن الهيويت |
Peter, Jennifer Love Hewitt ile çıkman harika bence. | Open Subtitles | بيتر .. اعتقد أنه من الرائع أنك خرجت مع جينفير لوف هيويت |
Bu, "meşin surat" denilen Thomas Hewitt'ın tek fotoğrafı. | Open Subtitles | هذه هي الصورة المعروفة الوحيدة لتوماس هيويت الرّجل الذي يطلقون عليه ليثيرفيس |
Kıbrıs kaydını hazırlasın diye Hewitt'i tuttu. | Open Subtitles | أن تدخل معها في حرب ، فأجر كينزلي رجل يدعى هيويت لتزييف تسجيل قبرص |
Hewitt'i işbirliğine yanaştırabilecek tek ben varım. | Open Subtitles | أنا الوحيدة التي من ممكن أن تجعل هيويت يساعدنا |
Jack'in Hewitt'i getirmesine yetecek kadar. Helikopterden ne haber? | Open Subtitles | إلى أن يحضر جاك هيويت هنا إلى أين وصلنا في موضوع المروحية؟ |
Hewitt her şeyi durdurabilecek tek kişi. | Open Subtitles | هيويت الوحيد الذي يستطيع افشال العملية كلها |
Ama Hewitt'in bizde olmadığını farkettiği anda... | Open Subtitles | ولكن من اللحظة التي سيعرف بأن هيويت ليس معنا |
Güvenli biçimde uzaklaştıktan sonra seni buradan arayıp Hewitt'in yerini söyleyeceğim. | Open Subtitles | سوف أتصل بك على هذا الخط لأعطيك مكان هيويت بعد أن أكون بأمان |
Blöf yapıyorsun. Hewitt yok değil mi? | Open Subtitles | انكِ تتحايلين ان هيويت ليس معكِ ، أليس كذلك |
Hewitt'in tavanarasına gidiyorum. Bilgisayarına girmeye hazırlan. | Open Subtitles | أرجع إلى شقة هويت كوني على إستعداد للتعامل مع الكمبيوتر |
Kingsley'ye sizi ele verecek kanıtlar karşılığı Hewitt'i önerin. | Open Subtitles | قولي لكنجسلي أنك سوف تستبدلي هويت بأي دليل يدينك |
Elimi göstermem için zorlarsan Hewitt'e hikayeyi herkese anlattırırım. | Open Subtitles | أنت تجبرني على أن أتأكد أن يخبر هويت القصة إلى أكبر عدد من الناس |
Hewitt beni açığa çekmek için bir yem. | Open Subtitles | هويت سيكون طعم لكي أذهب أنا في مكان مكشوف |
Hewitt'ların evindeyiz. | Open Subtitles | مكاننا سكن الهيويت |