| Ama bilgisayarın göstereceği kişiler mükemmel olacak. Romantik fetihlerin heyecanını elemek açısından. | Open Subtitles | لكن توقعات الحاسوب ستكون مثالية جداً وستزيل الإثارة الرومانسية في المواعيد |
| Mesela ben kollarımla kelimeler yazmanın entelektüel heyecanını özleyeceğim! | Open Subtitles | أعرف أنني سأفتقد تلك الإثارة حول كتابة كلمات على ذراعيّ |
| Bay Willoughby ona karşı olan heyecanını bilmiyor olamaz. | Open Subtitles | لا، لكن بإمكان مستر ويلوبي أن يكون متأكداً من حماستك له |
| Bu yanlış spor, ama heyecanını sevdim. Gidelim. | Open Subtitles | إنها رياضة خاطئة ولكن بسبب حماسك دعنا نذهب |
| Tamam, bu kalabalık saklı grubun özel sihirli, yeni bir şey işitme korkusu olmadan canlı müzik heyecanını yaşamak üzere. | Open Subtitles | هذا الحشد على وشك تجربة سحر خاصّ لفرقة الأغاني المعادة التشويق والموسيقى الحيّة بدون الخوف من سماع أي شيء جدي |
| Despot günlerinden önce asiliğin heyecanını bilirdin. | Open Subtitles | في أيامك الفاشية، كنت تعرف اثارة التمرد التافه. |
| "heyecanını hissediyorum." | Open Subtitles | أَحسُّ حماسَكَ. |
| heyecanını seviyoruz. | Open Subtitles | يعجبنا كيف تتحمسين للأمور. |
| Tüm heyecanını nasıl yönetiyorsun, merak ediyorum. | Open Subtitles | كيف تحمل كل الإثارة التي قد يتخيلها الإنسان؟ |
| Bir şey bilmemenin heyecanını belirsizliğin verdiği zevki neredeyse unutuyordum. | Open Subtitles | كدت أنسى الإثارة التي يولّدها عدم المعرفة بالشيء متعة عدم التيقّن |
| Bu üç arkadaş henüz av heyecanını yaşayamadılar. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال الثلاثة حتى الآن لتجربت الإثارة فيّ الصيّد. |
| heyecanını fazla belli etme. Haydi, otur. | Open Subtitles | لا تبدي الكثير من الإثارة اجلسي |
| heyecanını beğenmezsem çirkinleşebilirim. | Open Subtitles | إن لم أحب حماستك قد يسوء الأمر |
| heyecanını saklamaya çalışma, Pauline. | Open Subtitles | ساحاول احتواء حماستك بولين |
| Doğru, şimdi heyecanını anlayabiliyorum. | Open Subtitles | -صحيح، إذن يمكنني تفهم حماستك |
| Yargıçlık için farkedilmek konusundaki heyecanını. | Open Subtitles | حماسك حول كونك مرشحة لمنصب القاضي |
| heyecanını anlıyorum ama, bu kadar kişiyiz.. | Open Subtitles | أنا اقدر حماسك و لكن بين الجميع هنا |
| heyecanını bastırmaya çalış çilli. | Open Subtitles | حاولي التخفيف من حماسك "يا " ذات النمش |
| Ama eğer eve Disneyland'i inşa edersen asla onu Disneyland'e götürme heyecanını tadamayacaksın. | Open Subtitles | حسنا، هكذا يفعل أولا ولكن إذا كنت بناء ديزني لاند في منزلك، وأنك لن تحصل على التشويق من ايصاله الى ديزني لاند. |
| Sonuçları olmaksızın korkunun heyecanını yaşamak için. | Open Subtitles | لتجربة التشويق ويجري بالرعب... ... دون عواقب. |
| Rehin vermenin heyecanını keşfetmek için neden bu kadar bekledim ki? | Open Subtitles | لماذا انتظرت طويلاً كي اكتشف اثارة الرهن ؟ |
| Sen savaşın heyecanını hissetmiyomusun? | Open Subtitles | هل انت لا ترغب في اثارة حرب ؟ ! نحن سنسقطهم |
| heyecanını sevdim. | Open Subtitles | أَحْبُّ حماسَكَ. |
| heyecanını seviyoruz. | Open Subtitles | يعجبنا كيف تتحمسين للأمور. |