"heyecanlıydık" - Translation from Turkish to Arabic

    • متحمسين
        
    • متشوقين
        
    Bill Gates: Yani, sanırım hayatımızda bu parayı nasıl geri vereceğimizi bulmak için birlikte çalışacağımız bir dönem olacağı için heyecanlıydık. TED بيل: حسنا، أعتقد أننا كنا متحمسين أن تكون هناك مرحلة من حياتنا حيث نعمل سوية وأن نعرف كبفية إعادة هذا المال.
    Biz de bugüne kadar düşlediğimiz şeyleri yağmalayabileceğimiz için çok heyecanlıydık. Open Subtitles كنا متحمسين لاتاحة لنا أخيراً فرصة سرقة كل ما نحلم به
    BJ: Ve bu ilk avında gerçekten heyecanlıydık. TED بيفرلي : وفي هذا الافتراس الاول .. كنا متحمسين جداً
    Sonunda ilk orangutan yuvasını kamerada görüntülediğimizde çok heyecanlıydık. TED لذا كنا متحمسين جداً عندما وجدنا أول زوج من اعشاش إنسان الغاب في الكاميرا.
    Cumartesi gelmişti ve Londra'daki planlarımız için inanılmaz derecede heyecanlıydık. Open Subtitles وجاءيومالسبت وكنا جميعا متشوقين لسهرتنا في لندن بشكل لا يوصف
    heyecanlıydık çünkü bu ne çok şey öğrendiğimizi gösterme fırsatıydı. TED كنا متحمسين لأنها كانت فرصة لمعرفة مقدار دراستنا.
    Yani... Oldukça heyecanlıydık. Festival gibi bir şeydi. Open Subtitles لذلك كنا متحمسين للغاية، أذ كان الأمر أقرب لمهرجان كبير
    Yeni bebek geldi diye hepimiz heyecanlıydık ayrıca bende damga yoktu! Open Subtitles كانوا جميعاً متحمسين حول الطفلة الجديدة و انت تعلم , بالإضافة ليس لدي أى دمغات
    Arkadaşlarımızla birlikte hepimiz çok heyecanlıydık. Open Subtitles وبعد ذلك جميع أصدقائنا كانوا متحمسين جدًا.
    Ve yeni bir girinti bulduğumuz için çok heyecanlıydık, Aslında ertesi yıl ocakta tekrar geldik onu keşfeden ilk biz olmalıydık. TED و كنّا متحمسين جدّا بشأن اكتشاف هذه الفجوة الجديدة، و عدنا في شهر يناير من السنة الموالية إذن فمن الممكن أنّنا أول من اكتشفه.
    Hepimiz Justine'nin mahvedilmesinden dolayı çok heyecanlıydık ve utandıran beyinlerimiz öylesine basit yapıdaydı ki Justine'i uygunsuz bir biçimde mahveden birini mahvetmeyi başaramadık. TED لقد كنا كلنا متحمسين بتدمير جوستين، ويعتبر تفكيرنا المحرج بسيطا. حيث أننا لم نستطع التعامل مع فكرة تدمير حياة شخص الذي كان يدمر حياة جوستين على نحو غير لائق.
    Gidecekleri için bizde çok heyecanlıydık. Open Subtitles لكنا كانا متحمسين لذهابهم ايضاً
    O gün yaşanan şeyden dolayı hepimiz çok heyecanlıydık! Open Subtitles لقد كنا جميعنا متحمسين ... مع الذي حدث في ذلك اليوم
    O özellik için gerçekten heyecanlıydık. Open Subtitles كنا متحمسين حقاً حول هذه الخاصية
    Çok heyecanlıydık Yeterli parayı bulduk, harika bir iş modelimiz vardı, bir Hollywood yeteneğiyle şirkete katılması için imza bile attık. Ancak geniş bantlı İnternet erişimi 1999-2000'de çok düşüktü. TED و كنا متحمسين جدا لها جمعنا الكم الكافي من النقود، كان لدينا نموذج عمل رائع، و حتي عقدنا اتفاقات مع مواهب رائعة من Hollywood لتنضم بالشركة.
    (Gülüşmeler) Her neyse inFORM'un yapmamızı sağladığı şeyler için de gerçekten heyecanlıydık. TED (ضحك) ولكن على أية حال، أعتقد أننا كنا متحمسين حقاً بهذه الأشياء التي سمحت لنا البرمجية لعملها.
    Çok heyecanlıydık. TED وكنّا متحمسين للغاية.
    Epey heyecanlıydık. TED كنا متحمسين جدًا.
    Çok heyecanlıydık, dikkatim dağıldı ve yoldan çıkıp Penobscot nehrine düştük. Open Subtitles كنّا متحمسين للغاية، تشتت انتباهي و... وخرجت عن الطريق وسقطنا في نهر "بينابسكوت"
    Belki de olmamız gerekenden daha fazla heyecanlıydık. Open Subtitles {\pos(200,220)}ربما متحمسين أكثر من اللازم
    Y2K'nın dünyanın sonunu getirdiğini düşünürken, ...aynı zamanda da alışveriş yapmak için heyecanlıydık. Open Subtitles بقدر ما كنا مستائين لانهاء فيروس العام 2000 الحياة على الأرض كنا متشوقين أيضاً للخروج للتسوق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more