Ancak sonradan düşününce beni öyle cezalandırması hiç adil değildi. | Open Subtitles | ولكن حين فكرت بالأمر بدا لي أنه ليس عدلاً أن تحكم عليّ هكذا |
Yaptığın şey hiç adil değildi. | Open Subtitles | هذا ليس عدلاً ماقمت به |
- Bu hiç adil değildi ve bunu biliyorsun. | Open Subtitles | -هذا ليس عدلاً وأنت تعلم هذا |
Bu hiç adil değildi. | Open Subtitles | وهو غير منصف |
Bu hiç adil değildi. | Open Subtitles | وهو غير منصف |
- Sabahki yazı hiç adil değildi. | Open Subtitles | المقالة هذا الصباح كانت متحيزة بشكل غير عادل |
Benim yüzümden Kenny'nin bütün hayatı mahvolacaktı. Bir şeyler yapmak zorundaydım. Bu hiç adil değildi. | Open Subtitles | {\pos(190,225)} كانت حياة (كيني) مهددة بالضياع بسببي كان حتمًا عليّ القيام بشيء، فهذا غير عادل |
hiç adil değildi. | Open Subtitles | هذا ليس عدلاً |
O soru hiç adil değildi. | Open Subtitles | وكانت الأسئلة غير عادل. |