"hiç durmadan" - Translation from Turkish to Arabic

    • بلا توقف
        
    • بدون توقف
        
    • دون توقف
        
    • لم تتوقف عن
        
    • لا يوقفها شئ
        
    • على مدار الساعة
        
    • لا تتوقف عن
        
    Vücudun ihtiyaçlarını daha ortaya çıkmadan algılar ve hiç durmadan çalışır. Open Subtitles إنها تحس باحتياجات الجسم قبل أن تظهر حتى تعمل بلا توقف
    Bu da demek oluyor ki, benzin ve tuvalet dışında, ...istisnasız hiç durmadan 24 saat daha yoldayız. Open Subtitles هذا يعني على الأقل 24 ساعة أخرى من المسير بلا توقف و لا استثناءات إلا للوقود و الحمامات
    hiç durmadan yürüsen de, kat edebileceğin mesafe hep aynıdır. Open Subtitles مهما كنت تمشي بعيداً ، نفس الطريق سيستمر بدون توقف
    Yılın geri kalanında bir daha sıçmak zorunda kalmamak için 24 saatlik süreçte hiç durmadan, bir yıllık tüm kakanı sıçabilmek. Open Subtitles القدرة على عدم التغوط لمدة عام كامل ثم تتغوط لمدة 24 ساعة كاملة بدون توقف ثم لا تتغوط مُجدداً باقي العام
    Malcolm bir buçuk saattir hiç durmadan şikayet edip duruyorsun Open Subtitles مالكوم لقد مضت ساعة ونصف وانت تتشكّى دون توقف
    Bir dakika. Sen demin su içerken hiç durmadan mı konuştun? Open Subtitles انتظر ، أشربت المـاء فقط و لم تتوقف عن الكلام أبدا ؟
    Peki erkeğin cesaretini veya kadının hiç durmadan ölümcül yıkıma götüren gözü pekliği ile ihtirasını kim tarif edebilir? Open Subtitles لكن من يستطيع تخيل وقاحة الرجل و فجور و شهوة النساء التى لا يوقفها شئ و حصيلتها هي الدمار القاتل؟
    Biz resmen kendimizi 24 saatlik bir sonuç alma hedefine adadık. Bu da hiç durmadan çalışmak demek. TED لقد آلينا على أنفسنا العمل على مدار اليوم من أجل تسليم النتائج في وقتها، وهذا يتطلب منا العمل على مدار الساعة دون توقف.
    Seni hiç durmadan Avrupa'dan Güney Amerika'ya götürebilirim. Open Subtitles بإمكاني أخذك إلى أوربا وأمريكا الجنوبية بلا توقف
    Altı hafta boyunca hiç durmadan tam 7440 kilometre. Open Subtitles لـقد كانت مسـافة 4650 ميلاً في ستة أسابيع بلا توقف.
    - Aslında hiç durmadan çizim yapıyorum. Open Subtitles فى الواقع انا كنت اصمم بلا توقف
    Elbise dizayn ediyordum. hiç durmadan. Open Subtitles فى الواقع انا كنت اصمم بلا توقف
    Baban öldükten sonra hiç durmadan içki içmiş. Open Subtitles بعد وفاة والدك كانت تشرب بلا توقف
    İki gündür hiç durmadan arıyor. Open Subtitles إنها تتصل بي بلا توقف منذ يومان
    İçeri girer girmez, güm! hiç durmadan yaptık. Open Subtitles وما إن دخلت المنزل حتى بدأنا الممارسة بدون توقف.
    - hiç durmadan çaldılar. - Gerçekten heyecan verici değil mi? Open Subtitles طوال النهار, رنين بدون توقف حسناً, هذا مثير جداً, اليس كذلك ؟
    İnsanlar hiç durmadan kendi problemlerini anlatıyorlar, ben de onlara pozitif düşünmelerini, kaderlerini çizmelerini söylüyorum. Open Subtitles يتحدث الناس عن مشاكلهم بدون توقف نقول للناس أن يفكروا بإيجابية يتصوّرون مستقبلهم
    Koca bir parça jet-lag, hiç durmadan. Open Subtitles ولكن عودة إلى الوراء موسم كامل. وكان أن قسما كبيرا من اضطراب. عادل دون توقف.
    Buraya taşındığımdan beri hiç durmadan bu dava üstünde çalışıyoruz. Open Subtitles كان يجب علينا أن نعمل في هذا دون توقف منذ أن انتقلت إلى هنا
    İnsanlar hiç durmadan arıyor, artık basın tepemize binecek. Open Subtitles الهواتف لم تتوقف عن الرنّ. والآن الضغط يواتينا من كل اتجاه.
    Peki erkeğin cesaretini veya kadının hiç durmadan ölümcül yıkıma götüren gözü pekliği ile ihtirasını kim tarif edebilir? Open Subtitles لكن من يستطيع تخيل وقاحة الرجال و فجور و شهوة النساء التى لا يوقفها شئ و محصلتها هي
    Ona saat başı beyaz güller yolladım, hiç durmadan, günlerce. Open Subtitles و أرسلت لها ورود بيضاء على مدار الساعة طوال الوقت. لأيام.. أيام...
    Çember hiç durmadan döner, Buffy. Bir yukarıdasındır, bir aşağıda. Open Subtitles العجلة لا تتوقف عن التحول يا بافي يوماً في الأعلي ويوماً في الأسفل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more