"hiç gerek yok" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا داعي
        
    • لا حاجة
        
    • ليس ضرورياً
        
    • غير ضروري
        
    • لست بحاجة
        
    • ليس من الضروري
        
    • ليس هناك حاجة
        
    • لسنا بحاجة
        
    • ليس هناك داعي
        
    • ليس ضروريًا
        
    • لا حاجه
        
    • لا داع
        
    • لا يجب ان
        
    • لا يجب عليك
        
    • لستِ مضطرّة
        
    Barry, problem yok! Beyler, problem yok! Buna hiç gerek yok. Open Subtitles باري لايوجد هناك خطر , يا رفاق لا داعي لكل هذا
    Hey, hadi. Buna hiç gerek yok. Open Subtitles هيا يا صاح لا داعي لهذا الٔامر، هيا لنتكلم
    - hiç gerek yok. Çok çalıştın zaten. - Eğlenmene bak sen. Open Subtitles لا حاجة لذلك , قد عملت بجد أريدك أن تحظى بالمرح فحسب
    Hayır, hiç gerek yok, cidden. Galiba birileri beni cağırıyor. Open Subtitles لا, هذا ليس ضرورياً أعتقد أني سمعت مصنعي يتصل بي
    Hele böyle itibarlı bir yazar ve hikayeci olarak senin korkmana hiç gerek yok. Open Subtitles فذلك غير ضروري في حالتك، كاتب، قصّاص بمثل مكانتك.
    Ama, benim için endişelenmenize hiç gerek yok, ben gayet iyi durumdayım. Open Subtitles ولكن حقاً، لا داعي لأن تقلق حيالي أنا بأفضل حال
    herhâlde çok kızmışsınızdır. Ama hiç gerek yok. Open Subtitles إنك على الأرجح غاضبًا بشكلاً مريع ، إلا أنه لا داعي لذلك
    O gibi şeyler hakkında endişelenmesine hiç gerek yok. Open Subtitles فإنه لا داعي للقلق حول اشياء من هذا القبيل
    Romantik olmaya hiç gerek yok. Open Subtitles لا داعي لأن تكوني رومانسة إلى هذا الحد فهمت ..
    Artık korkmana hiç gerek yok. Bunun bir parçası olmanı istiyor. Open Subtitles لا حاجة لتخافي بعد الآن يُريد أن تكوني جزءاً من هذا
    Bütün bunları bir çocukmuşum gibi açıklamana hiç gerek yok. Open Subtitles لا حاجة لى ان اشرح هذا كما لو كنت طفلة
    Umumi bir toplantıdan isimsiz haber mi? hiç gerek yok. Open Subtitles مصادر مجهولة من أحداث عامّة لا حاجة لذلك
    Biliyor musunuz buna hiç gerek yok Bayan Pearl. Open Subtitles هذا حتى ليس ضرورياً بالتأكيد انه ليس كذلك
    Rıfat, buna hiç gerek yok. Sadece iyi bir komşuluk kuruyoruz. Open Subtitles رفعت هذا ليس ضرورياً .كنا فقط نقوم بواجب حسن الجوار
    Sorun değil, buna hiç gerek yok. Open Subtitles لا بأس , في الحقيقة الأمر غير ضروري
    Viski, kumarda kaybetmenin mazereti olur. Buna hiç gerek yok. Open Subtitles إذا كنت تقامر، الويسكي تعطيك عذر لتخسر، أنت لست بحاجة لهذا.
    Bunun için endişelenmene hiç gerek yok. Sen her zaman büyük bir film yıldızı olacaksın. Open Subtitles ليس من الضروري أن تكون قلقاً بشأن هذا ستكون دائماً نجم سينمائي عظيم
    - Tamam, Evelyn dinle, bunu yapmana hiç gerek yok. Open Subtitles حسنا ، اسمعي ، إيفلين ليس هناك حاجة للقيام بذلك
    Korkulması gereken çok, çok fazla şey var, fakat elimizden geldiğince birbirimizi korkutmamıza hiç gerek yok ve şimdi yeni bir dünyada yaşadığımızı görmeliyiz. TED هنالك الكثير مما علينا أن نخشى حياله، ولكننا لسنا بحاجة أن ننقل مخاوفنا إلى الآخرين، نحن بحاجة لأن نرى أننا نحيا في عالم جديد.
    Profesör Marcus, benim için gazeteye bakmama hiç gerek yok. Open Subtitles استاذ ماركوس,لقد فهمت ليس هناك داعي للنظر إلى الصحيفة
    hiç gerek yok. Open Subtitles هذا ليس ضروريًا
    Sizi temin ederim ki paniğe hiç gerek yok. Open Subtitles يمكننى ان اؤؤكد لك انه لا حاجه الى هذا الذعر
    Lütfen açıklayayım. Lütfen, açıklamana hiç gerek yok. Open Subtitles كلا, انتظر, دعني أشرح لك لا داع للشرح
    - Hayır, bunu düşünmene hiç gerek yok. Open Subtitles لا , صغي إلي , لا يجب ان تهتمي بذلك على الأطلاق
    hiç gerek yok! Ortam çok korkunç. Gelme yoksa korkudan altına yaparsın. Open Subtitles لا يجب عليك ذلك، إنه حقاً لشيءٌ مخيفٌ هناك، لذا لا تأتي
    - Hayır. Buna hiç gerek yok. Open Subtitles -لا، لستِ مضطرّة لفعل ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more