Kedi yüzmenin birden fazla yolu var ve kedi olmak hiç istemezsin. | Open Subtitles | هناك أكثر من طريقة لأكمال العمل وانت لا تريد أن تكمل العمل |
İnan bana o yüklü faturaların sana gelmesini hiç istemezsin. | Open Subtitles | صدقني ، لا تريد ان تكون على الطرف الذي سيتقبل الفاتورة |
Ben bunu gördüm. Yaptım. Bunu hiç istemezsin. | Open Subtitles | انا رأيت هذا, و فعلت هذا, و انت لا تريد هذا |
Senin yaşında saçları permalı olan biri olarak söylüyorum ki, hiç istemezsin. | Open Subtitles | خذيها من شخص كانت لديه شعر مموج في عمرك، لا تريدين ذلك. |
- Bunu hiç istemezsin. | Open Subtitles | انت ليست لديك اية فكرة كم انت لا تريدين هذا |
Pekala. Sakin ol, Chachi. Şu anda düşürülmeyi cidden hiç istemezsin. | Open Subtitles | حسناً، إهدأ قليلاً أنت لا تود أن تسقط الآن. |
Eğer aksini düşünüyorsan koltuğumu kapmak için uğraşan adamlar ile tanışmayı hiç istemezsin. | Open Subtitles | وإن كنتم تفكّرونَ بغيرِ هذا فأنتم لا تودّونَ رؤية من حاولوا التخطيط لأخذِ مكاني. |
Ben bunu gördüm. Yaptım. Bunu hiç istemezsin. | Open Subtitles | انا رأيت هذا, و فعلت هذا, و انت لا تريد هذا |
İkimiz de bunun bir besin zehirlenmesi olmadığını biliyoruz ve içeri bakmayı hiç istemezsin. | Open Subtitles | كلانا يعرف أن هذا ليس تسمم طعام وانت حقا لا تريد النضر في الداخل |
Yarım akıllı bir insan olarak söylüyorum; bunu hiç istemezsin. | Open Subtitles | أؤكد لك بصفتي شخص شبه عقل أنّك حقًّا لا تريد إعادتها. |
Bobby Axelrod, en iyi günlerindeki Mike Tyson gibi ve Mike Tyson'la en iyi günlerinde karşılaşmayı hiç istemezsin. | Open Subtitles | بوبي أكسيلرود هو مايك تايسون في أوج قوته وأنت لا تريد مايك تايسون في أوج قوته |
Hem Kate ile arabada yalnız olmayı hiç istemezsin. | Open Subtitles | بجانب ، أنتَ لا تريد أن تكون مع "كيت" لوحدك |
Evet; ama işin aslı şu ki mevzu çok uzun ve ahbap güven bana şu elemanla şu anda aşık atmayı hiç istemezsin. | Open Subtitles | آه، نعم، فعلا، لكن، ترى، الأمر هو... نوعا ما قصة طويلة، ولتثق بي، يا صاح، لا تريد العبث مع ذلك الرجل الآن. |
İnan bana, benim sinirli halimi görmeyi hiç istemezsin. | Open Subtitles | و صدقني , ان لا تريد ان تراني عندما اكون غاضباً . |
Ve inan bana benim sinirli halimi görmeyi hiç istemezsin. | Open Subtitles | و صدقني , ان لا تريد ان تراني عندما اكون غاضباً . |
Erimiş mum gibi görünerek evlenmeyi hiç istemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تريدين الزواج وشكلك مثل الشمعة المذابة |
Erimiş mum gibi görünerek evlenmeyi hiç istemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تريدين الزواج وشكلك مثل الشمعة المذابة |
Onun da seni tanımasını hiç istemezsin. | Open Subtitles | وبالتأكيد لا تريدين أن يعرف عنكِ شيئاً |
- Benimle böyle konuşmayı hiç istemezsin. | Open Subtitles | لا تود التحدث معي هكذا |
Dışarıda kalmayı hiç istemezsin. | Open Subtitles | لا تود أن تكون في الخارج |
hiç istemezsin, inşaat alanı orası. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}لا تود فعل هذا، إنها منطقة بناء |
Eğer aksini düşünüyorsan koltuğumu kapmak için uğraşan adamlar ile tanışmayı hiç istemezsin. | Open Subtitles | وإن كنتم تفكّرونَ بغيرِ هذا فأنتم لا تودّونَ رؤية من حاولوا التخطيط لأخذِ مكاني. |