Sanki başka bir kadındım ama aynı zamanda, hiç olmadığım kadar da bendim | Open Subtitles | تصرفتوكأننيامرأةأخرى.. ومع ذلك كنت ذاتي أكثر من أي وقت |
Kaybedecek hiç bir şeyim yok. Kendimi hiç olmadığım kadar güçlü hissediyorum. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأخسره , أشعر أقوى من أي وقت مضى |
Bu evlilik işine, hiç olmadığım kadar bağlıyım. | Open Subtitles | أَنا أكثرُ إلتزاماً إلى هذا الزواجِ أكثر من أي وقت مضى. |
İlk olarak, hiç olmadığım kadar azgınım ve kocam benden tiksiniyor.. | Open Subtitles | ،المقرفة حول الحمل بدايةً أنا منتشية الآن كما لم أكن من قبل وزوجي يصد عنّي |
hiç olmadığım kadar yorgundum. | Open Subtitles | متعبة كما لم أكن من قبل |
Çıkmaya başladığımızdan beri, kendimi hiç olmadığım kadar... rahatsız, güvensiz, huzursuz ve fiziksel olarak hasta... hissediyorum. | Open Subtitles | منذ كنّا سوية بدوت أكثر إنزعاجا , في المكان غير الملائم محرج و مريض جسديا اكثر من أي وقت مضى في حياتي |
Çıkmaya başladığımızdan beri, kendimi hiç olmadığım kadar... rahatsız, güvensiz, huzursuz ve fiziksel olarak hasta... hissediyorum. | Open Subtitles | منذ كنّا سوية في المكان غير الملائم محرج و مريض جسديا اكثر من أي وقت مضى في حياتي |
Rakiplerim hakkında hiç olmadığım kadar bilgi sahibi oldum böylece. | Open Subtitles | بمجرد التفكير فيها, أشعر بالإستنارة عن منافسيني أكثر من أي وقت مضى |
Bu yalnız bir yol, ama o artık gitmişti ve ben hiç olmadığım kadar yalnızdım. | Open Subtitles | الطريق ما زال موجود ولكن أبي ليس عليه الآن وكنت لوحدي على الطريق لوحدي أكثر من أي وقت مضى |
Biraz önce sevdiğim adamla beraberdim ve hiç olmadığım kadar mutluyum çünkü o adam da beni seviyor. | Open Subtitles | كنت للتوّ مع الرجل الذي أحبه وأنا أسعد مما كنت من أي وقت مضى لأن هذا الرجل يحبني.. |
Sadece mutluyum. hiç olmadığım kadar hem de. | Open Subtitles | فقط لانني سعيده أكثر سعادة من أي وقت مضى |
Bundan hiç olmadığım kadar eminim artık. | Open Subtitles | أنا متأكد من ذلك الآن أكثر من أي وقت مضى |
hiç olmadığım kadar sağlıklıyım şimdi. | Open Subtitles | أنا بالواقع بصحة ممتازه و أكثر من أي وقت مضى |
Başım ağrıyor ve hiç olmadığım kadar yorgunum. | Open Subtitles | رأسي يؤلمني، وأنا متعب أكثر من أي وقت مضى |
Geçen sezon, bitkisel bir beslenme düzeniyle hiç olmadığım kadar güçlüydüm. | Open Subtitles | أعتقد أن الموسم الفائت، كان الأقوى بالنسبة لي باتباع غذاء نباتي المصدر. أكثر من أي وقت سابق. |
Şimdiki-hazcılığı ekledim. Geçmişe-olumluluğa odaklanmayı da ekledim. Ve 76 yaşında, daha önce olmadığım kadar enejiğim, üretkenim, ve hiç olmadığım kadar da mutluyum. | TED | أضفت الإستمتاع بالحاضر. أضفت التركيز علي الماضي الإيجابي. إذاً في الـ 76 من العمر، أنا أنشط من ذي قبل، أكثر أنتاجية، و أكثر سعادة من أي وقت مضي. |
Beni hiç olmadığım kadar mutlu ettin. | Open Subtitles | أنت تجعلني أكثر سعادة من أي وقت مضى |
- hiç olmadığım kadar. | Open Subtitles | كما لم أكن من قبل |