"hiç sevmem" - Translation from Turkish to Arabic

    • أكره
        
    • لا أحب
        
    • اكره
        
    • لا احب
        
    • لا أحبه
        
    • لا أحبّ
        
    Kendi hemcinslerime karşı konuşmayı hiç sevmem ama hiç, siz kadınların ne kadar çalıştığını taktir eden bir erkek görmedim. Open Subtitles أكره أن أتحدث ضد نوعى و لكن لم أرى أبداً رجلاً يقوم بتقدير عملكن الشاق أيتها السيدات
    Duygusallaşıyorum, ve lanet olası duygusallığı hiç sevmem ! Open Subtitles لقد أصبحت مُتأثراً عاطفياً, وأنا أكره ذلك
    Yapay ultraviyole ışınları hiç sevmem. Gerçek güneşi hissetmek istiyorum. Open Subtitles أنا أكره الأشعة فوق البنفسجية الصناعية . أريد أن أشعر بالشمس الطبيعية
    Kalmam için ısrar edildi, ben kabalık yapmayı hiç sevmem. Open Subtitles لقد دعوني لأن أبقى و لا أحب أن أكون وقحاً
    Kardeşimin yattığı nedime sen misin? Pişti olmayı hiç sevmem de. Open Subtitles هل أنتِ من ضاجعها أخي لأني لا أحب أن أفشي سره
    Bu sabah yas giysileri almağa Harrods'a göndermiştim, fakat siyah giysileri hiç sevmem. Open Subtitles لقد طلبت زى الحداد من محلات هارودز ولكنى اكره اللون الأسود
    "Onları hiç sevmem Sam-I-Am. Yeşil yumurta ve salam sevmem. Open Subtitles انا لا احبهم انا لا احب البيض الاخضر واللحم
    Bunun olmasını hiç sevmem. Open Subtitles وتلك الأشواك الكبيرة بدت مواجهة لوجهي أكره عندما يحدث ذلك
    Senin yüzünden gecikeceğiz, gecikmeyi hiç sevmem. -Çabuk! -Tamam. Open Subtitles أسرعى حبيبتى ستجعلينا متأخرين وأنا أكره أن أكون متأخر
    Ayrıca gitmediğime çok mutluyum çünkü partileri hiç sevmem. Open Subtitles وأنا سعيد لأني لن أذهب لأني أكره الحفلات
    Direksiyon başında bağırıp çağıran erkekleri hiç sevmem. Ama sana bayılıyorum. Open Subtitles في العادة أكره السائقون اللذين يتذمرون، ولكني أعشقك.
    Boş boş konuşan insanları hiç sevmem. Neyse sussam çenemi kapasam iyi olacak. Open Subtitles أكره الناس الذين يصنعون الحوارات الصغيره يجب علي..
    Yapma, bebeğim. Muzu hiç sevmem, bunu biliyorsun. Open Subtitles بربّك يا عزيزتي، تعلمين أنّي أكره لسان الحَمَل
    Ben birayı hiç sevmem. Siyah bira, sert bira, hafif bira, hiç birini. Open Subtitles تعرفين ، اننى لا أحب البيرة او الجعة أو بخار البيرة
    Ispanağı sevmemem iyi bir şey aslında çünkü sevseydim, yemek zorunda kalırdım oysa ki hiç sevmem. Open Subtitles من الجيد أني لا أحب السبانخ، لأني إن كنتُ أحبها، لأكلتَها، وأنا لا أطيق الحشوة
    Peyniri hiç sevmem. Ne demek istediğini de anlamadım. Open Subtitles أنا لا أحب الجبن ولم أفهم وجهة نظرك علي أي حال
    Gelip karıştıran tarzda müşterileri hiç sevmem. Open Subtitles أنا لا أحب العملاء الذين يأتون و يوكزون فقط.
    Bir çıkmaza girdim ve çıkmazları hiç sevmem. Open Subtitles لقد وصلت طريقاً مسدوداً وأنا لا أحب الطرق المسدودة
    Öyle tehlikeli şeyleri hiç sevmem. Open Subtitles فأنا لا أحب الأشياء المخيفة مثل المسدسات
    Gerek yok yeni araba kokusunu hiç sevmem. Open Subtitles لا, هذا جيد, اكره رائحة هذه السيارة الجديدة
    Judy çok naziksin ama Kenneth adını hiç sevmem. Open Subtitles صديقة لي انت لطيفة جداً لكني حقاً لا احب الاسم كينيث
    İşin aslı matematiği hiç sevmem. Open Subtitles الشئ الوحيد الذي لا أحبه هو الرياضيات
    -Kötü olmuş. Onun yaptığı işleri hiç sevmem çünkü. Open Subtitles ذلك سيئ، لا أحبّ سماع أمور مثل تلك، إنها تزعجني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more