Herkes öyle diyor zaten ama çoğu zaman kendimi hiç sevmiyorum ve kitap satışları için gerçekten iyi iş yapmam lazım. | Open Subtitles | هذا مايقوله الجميع ولكن أنا لا أحب نفسي في معضم الأحيان وأنا أريد أن أبدو بشكل جيد لأساعد في بيع الكتاب |
Amerikalı çocuklar beni aralarına almıyorlar, ...bu yüzden okula gitmeyi hiç sevmiyorum, ama okumam yazmam var. | Open Subtitles | اولاد الأمريكان لن يلعبوا معي لذلك أنا لا أحب أن أذهب إلى المدرسة .لكنني أعرف كيفية القراءة على أي حال |
hiç sevmiyorum bu işi. 14 yıldır gidiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحب تلك الوظيفة, لقد أمضيت هناك 14 سنة |
Burayı hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | لا يُعجبني المكان هُنا. |
İşte bu yüzden anneni hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في أنني لم أحب والدتك مطلقاً |
Korku filmi değil, iğrenç bir şey. İşkenceli porno zırvalıklarını hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | سبق وان رأيته في السينما انه سيء وليس مرعباً انه مُقزز , انا اكره كل افلام التعذيب الاباحيه |
Zenciler yüzünden geri adım atmayı hiç sevmiyorum dostum. | Open Subtitles | يا رجل، أنا لا أحب التراجع خوفا من زمرة زنوج. |
Bavulları hiç sevmiyorum efendim. Çok hüzünlü şeyler. | Open Subtitles | أحسنت، أدركت فورًا ما أردتُ التعبير عنه، أنا لا أحب الحقائب |
Hadi gidelim. Burayı hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | هيا بنا من هنا، لا أحب المكوث بهذا المكان. |
Ve yaptığın acı sosu gerçekten hiç sevmiyorum, ama bunun babanın tarifi olduğunu da biliyorum, yani bu konuda daha fazla konuşmayacağım. | Open Subtitles | وأنا لا أحب هذا الشيلي الذي تطبخيه لكن أعرف أن هذه وصفة ابيكِ ، لذا اسكت عن هذه |
Gördünüz mü, işte medyayı bu yüzden hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | ترى، وهذا هو السبب في أنني لا أحب وسائل الإعلام. |
Eminim baban da bunu sana söylemiştir, bir yerlerden alınmayı hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | متأكد كما لو كان ليخبركِ والدكِ لا أحب أن يتم إحضاري |
Okula gittiğimde... Okula gitmeyi hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | عندما أذهب إلى المدرسة، وأنا لا أحب أن أذهب إلى المدرسة على الإطلاق. |
Benim konuştuğum kısmı seviyorum da başkasının konuştuğu kısmı hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | أنا أحب الجزء حيث أتحدث. أنا لا أحب الجزء حيث المحادثات الرجل الأخرى. |
Sana karşı dürüst olacağım zira durum bunu gerektiriyor, ben bu şehri hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | سأكون صادقًا كليًا فالموقفيستدعيهذا،أنا لا.. أحب هذه المدينة |
Ama gerçekten hiç sevmiyorum, ve, uh, gitmeyeceğim. | Open Subtitles | ولكني لا أحب هذه الوظيفة و... لن أذهب للعمل |
Burada olmayı hiç sevmiyorum, çok kalabalık. | Open Subtitles | لا أحب هذا المكان إنه مزدحم للغاية |
Beni de dâhil ettiğin bu durumu ben de hiç sevmiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | لا أحب هذا الوضع، حسناً الذي وضعتني فيه |
Balık mesanesi kokusunu hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | إنّي لا أحب رائحة أمعاء السمكِ. |
Onu hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | إنه لا يُعجبني |
Bunu itiraf etmeyi hiç sevmiyorum, ama arada oluyor işte. | Open Subtitles | لم أحب أن أعترف بذلك لكن ذلك حدث |
Bunu yapmayı hiç sevmiyorum ama bavulları arabadan çıkarırken gündüz... | Open Subtitles | انتي تعلمين , انا اكره ان افعل هذا لكن قرصت ظهري من قبل |