"hiç uğruna" - Translation from Turkish to Arabic

• أجل لا
• هباءً
• لأجل لا
• هباء
• بلا سبب
• هباءاً
• اجل لا
• أجل لاشيء
• سدىً
• بدون فائدة
• مقابل لا
• عبثاً
• للا
• دون فائدة
• دون مقابل

Kendimi bir hiç uğruna feda ediyorum. Görüyorsun, bıktım artık.
لقد ضحيت بنفسي من أجل لا شيء لقد ضجرت منك

Bir hiç uğruna yıllarca tepeden tırnağa koyu renk elbiseler giymedi.
لم يقضي السنوات مرتدياً الطباشير الملّون معقدّاً من أجل لا شيء

Eğer film satmazsa, o zaman bütün emeklerimiz bir hiç uğruna harcanmış olacak.
إذا لم يُبع الفيلم، كلّ العناء الذي تكبدناه سيذهب هباءً

Eğer yaparsan, bunca yıl bir hiç uğruna yaşamış olacağız, anlıyor musun?
فإن فعلتِ، فإن هذا يعني أننا عشنا لأجل لا شيء، هل تفهمين؟

Bütün çalışmam, planlarım, deham hiç uğruna gitti.
كل عملي وتخطيطي وعبقريتي كلها ذهبت هباء منثورا

İnsanlar bir hiç uğruna öldürülüyorlar nezarete götürülenler, hapishaneye götürülenler
الناس يقتلون بلا سبب توقيف في سجن .. توقيف في سجن آخر

Katır yok, altın yok. hiç uğruna vurulmanın alemi yok.
لا بغال، لا ذهب لا فائدة لتبادل اطلاق النار من أجل لا شيء

Sürüngenlerle, aşağılık heriflerle çıkıp, kendini hiç uğruna satmak mı istiyorsun?
الوضيعين المنحطين فى الشارع. أتبيعين شرفك من أجل لا شىء يا صغيرتى؟

Bir hiç uğruna 20 adamımı havaya uçuracağını söylemek istiyorsun.
لا أسمح لك بتفجير 20 من رجالى من أجل لا شيء

Hiçbir işe. Herşey bir hiç uğruna mı oldu? Ben bu işe bir hiç uğruna bulaşmadım, herşey koca bir hiçe sahip olayım diye değildi.
لا فائدة من ذلك ، وأنا لم أفعل ما فعلته من أجل لا شيء

Lütfen bütün bunları bir hiç uğruna yaptığımı söyleme bana.
أرجوكِ لا تجعلي كل ما فعلته يذهب هباءً منثورا

O çocuk için yaptığım her şey bir hiç uğruna olamaz.
ما قمت به لذلك الفتى، لايمكن أن يضيع هباءً منثوراً

Meğerse bir hiç uğruna yapmışım.
حسناً , فى الواقع قد فعلتها لأجل.. لا شيء .. تغيير رأي.

Bir sürü yarı çıplak kadınla takılacaklar ve ben bir hiç uğruna mı o kadar koşup terledim?
إنهم يقضون وقتهم مع مجموعة من الفتيّات نصف عاريات وأنا جريّت وتعرقت لأجل لا شئ؟

Eğer buradan iyi birşey çıkmazsa Teal'c bir hiç uğruna ölmüş olur.
سيكون تيلك قد مات هباء لو لم يكن هناك شئ جيد نقوم به هنا

- Denemek görevimiz. Zaman harcamak ve bir hiç uğruna ölmek de mi öyle?
مهمتنا هى أن نحاول وتهدرون وقتكم بلا سبب

Generale ve ülkeme karşı görevimi yerine getirmek istiyorum ama bir hiç uğruna ölmek istemiyorum.
أريد إتمام واجبي من أجل اللواء وبلدنا ولكني لا أريد الموت هباءاً

hiç uğruna mı bir berduş tarafından kovalandım?
اذن ماذا؟ ماذا طوردت من قبل الاحلم من اجل لا شيء؟

Bir hiç uğruna tüm ömrümü parmaklıkların ardında tükettim.
أنا لم اقضي أغلب حياتي وراء القضبان من أجل لاشيء

Kaybettiğimize inanmak, herşeyin bir hiç uğruna olması...
يصعب التصديق بأنّنا خسرنا، وبأنّ كلّ ذلك كان سدىً

Bir hiç uğruna çalıştın Mimar Tom.
لقد كان كل هذا بدون فائدة

Fakat, neden böyle yaptığını hâlâ anlamış değilim. Belki de bir hiç uğruna kendini incitebilirsin.
مع هذا لا زلت لا أفهم لماذا تصر على هذا يمكنك أن تتأذى مقابل لا شيء

Bunun bir hiç uğruna olmasına izin vermeyeceğiz.
ونحن لن ندع ذلك يذهب عبثاً.

Çünkü bir hiç uğruna oğlumun beysbol maçını kaçırırsam, çok sinirleneceğim.
لأنه لو جرت كل استعدادات فريقي للا شيء سوف أنزعج بشدة

Fakat bu yeni film yaptığım ve sebep olduğum her şeyin bir hiç uğruna olduğunu gösteriyor.
ولكن ما في الفيلم الجديد يعني أن كل شيء فعلته وكل شيء تسببت فيه كان دون فائدة

Eğer o kadar belgeyi bir hiç uğruna düzenlediysem, birilerini vurmam gerekir.
إن قمت بكل الأعمال الكتابية دون مقابل سأطلق النار على شخص ما