Bu mesajı aldığımız günü hiç unutmayacağım. | TED | لن أنسى أبداً اليوم الذي استلمنا فيه تلك الرسالة. |
Birlikte geçirdiğimiz bu kısa anı hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى أبداً هذه الفترة القصيرة التي قضيناها سوياً |
Katedraldeki yaşlı Mueller'ı hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى أبدا مولر العجوز فى الكاثيدراليه |
Ah, şu içinde hiçbir şey olmayan, eski tv setini aldığımız anı hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى أبدا عندما كان لدينا تليفزيون قديم فارغ من الداخل |
Onu, annemle tanıştırmak için buraya çağırdığım günü hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسي أبداً اليوم الذي طلبت منها هنا أن تقابل والدتي |
Cafe Oriental'de oturan babamın gözlerini kaldırıp, pencerenin diğer yanında beni gördüğü an yüzünün aldığı şekli hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى قط التعبير الذي ارتسم على وجه أبي بينما هو جالس داخل مقهى الشرق عندما رفع عينيه عن الورقة |
Neden bilmiyorum ama seni hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا لكني لن أنساك أبداً |
Onu ilk gördüğüm anı hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى أبداً المرة الأولى التى رأيتها فيها. |
Eline ilk dokunduğum anı hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى أبداً عندما لمست لأول مرة ـ ـ ـ ـ يداكِ |
Bana şu ateşli İtalyan kıza ayarlamaya çalıştığın zamanı hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى أبداً ذلك الوقت عندما حاولتِ أن تربطيني، مع صديقتك الإيطالية المثيرة. |
Mutluluğumun sebebi olduğunuzu hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أنسى أبداً أنكَ سبب سعادتي |
O günü hiç unutmayacağım. Trafik çok sıkışıktı. | Open Subtitles | لن أنسى أبدا ذلك اليوم كان هناك الكثير من حركة المرور |
Bu aileyi nasıl bir arada tuttuğunu hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى أبدا كيف أعدتي جمع هذه العائلة سوياً |
Anevrizmasını kliplediğimde ne kadar minnettar olduğunu hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | حسنا، لن أنسى أبدا مقدار شكرك عندما أزلت اوعيتها الدمية المتمددة. |
Sizi hiç unutmayacağım, efendim. | Open Subtitles | لن أنسي هذا سيدي |
hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسي هذا أبداً |
Benimle ilk konuştuğundaki sözlerini hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | أول مرة تكلم معى لن أنسى قط كلماتة أذكرها كما لو كانت بالأمس |
Seni hiç unutmayacağım. Ve seni asla affetmeyeceğim. | Open Subtitles | انا أبداً لن أنساك وانا ابداً لن أسامحك |
Bu hiç unutmayacağım bir şey oldu. | Open Subtitles | هذا سوف يكون شيئاً لن أنساه أبداً |
- Seni hiç unutmayacağım, Jay! Umursamadığın zamanki hâline dönsen olmaz mı? | Open Subtitles | لن انساك ابدا جاي! |
Bunu hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | حسناً, لك جزيل الشكر أنا لن أنسى ذلك أبداً |
Ve yüzündeki o bakışı hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | ولن أنسى ابداً النظرة التى كانت على وجهه |
Ben de o yazı hiç unutmayacağım çünkü akraba olduğumuzu o zaman fark etmiştim. | Open Subtitles | أنا أيضاً سوف أتذكر دائما ذلك الصيف دائماً ... لأننى عندها أدركت أننا أقرباء |
Fakat ilk kez karanlık gece göğünü gördüğüm tecrübemi hiç unutmayacağım. | TED | ولكني لن أنسى أبدًا هذه التجربة، عندما رأيت السماء المظلمة للمرة الأولى. |
Beni nasıl teselli ettiğini hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | انا لن انسى كلمات المواساة التي قالتها لي |