hiç vaktim yok, senin için çalışmakla meşgulüm. | Open Subtitles | هل تمازحني ؟ ليس لدي وقت مشغول جدا بالعمل لديك |
Şimdi, cevaplara ihtiyacım var ve hiç vaktim yok. | Open Subtitles | أنا الآن احتاج بعض الاجابات و ليس لدي وقت. |
Gerçekten takdir ettim ama şu an hiç vaktim yok. | Open Subtitles | وأنا أقدر ذلك حقا , ولكن ليس لدي الوقت الآن. |
Paris mükemmel bir şehir fakat gezecek hiç vaktim yok Çok fazla çalışıyorum | Open Subtitles | باريس مدينة جميله، رغم ذلك لا أملك الوقت للإستمتاع بها ...الكثير من العمل |
Gerçekten bu oyunlar için hiç vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدى وقت للألعاب ماذا يعرفون ؟ |
Hey, gerçekten üzgünüm. Şuan konuşacak hiç vaktim yok. | Open Subtitles | أنا آسفٌ حقاً ليس لدي وقتٌ للتحدث الآن... |
Öğleden sonra hiç vaktim yok ve akşam da hava karanlık oluyor. | Open Subtitles | في الزوال ليس عندي وقت, أما بالنسبة للمساء فالظلام حالك. |
Anne, aslında şu sırada hiç vaktim yok. | Open Subtitles | أماه ليس لدى الوقت لهذا الآن |
Çay içeyim, öyle mi? Kusura bakmayın, hiç vaktim yok. | Open Subtitles | تفضلي فنجان قهوة، لكنني آسفة فليس لدي وقت |
Kahretsin, hiç vaktim yok. | Open Subtitles | لا أملك أى وقت |
- Eğer izin verirseniz... - Özür dilerim, benim hiç vaktim yok. | Open Subtitles | ..نعم, هناك أمر واحد اعذرني, ليس لدي وقت |
Bunun için hiç vaktim yok. Annenin daha görecek çok yeri var. | Open Subtitles | ليس لدي وقت لهذا لدى والدتك الكثير من الممتلكات لتراها |
normalde bir süre seninle atıştırdım ama buna hiç vaktim yok, tamam mı? | Open Subtitles | عادة سألاعبك لمدة لكن ليس لدي وقت اليوم حسناً؟ |
Bayan, buna hiç vaktim yok. | Open Subtitles | سيدتي، ليس لدي وقت لذلك، حسناً |
- hiç vaktim yok şimdi. | Open Subtitles | أتعلم , ليس لدي وقت لهذه الأشياء |
Orada o kadar çok fotoğraf vardı ki, o yüzden çoğu grafik tasarımcısı arkadaşlara gelmelerini rica ettim, benimle poster yapmak için, çünkü hiç vaktim yok . | TED | أقصد، الكتير من الصور، لذلك طلبت من أصدقائي الذين أغلبهم من مصممي الجرافك، ان يأتوا ويصنعوا الملصقات معي، لأن ليس لدي الوقت. |
Bunun için hiç vaktim yok. Üstelik biliyorsunuz öğretmenlik yapıyorum ve bunu çok seviyorum. | Open Subtitles | ليس لدي الوقت كذلك , فكما تعلمون لدي |
Carrie var mısın yok musun? hiç vaktim yok. | Open Subtitles | إما توافقي أو لا ليس لدي الوقت لهذا |
Boşa gitmesine çok üzülüyorum ama bugün hiç vaktim yok. | Open Subtitles | أكره أن أضيع هذه، لكن... لكني لا أملك الوقت اليوم. |
Yalnız şu an hiç vaktim yok, tamam mı? | Open Subtitles | أنا لا أملك الوقت الان, حسنا ؟ |
Bütün gün bir yığın koşuşturmacam var yani hiç vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدى وقت لمشاهدة الخرفان طول اليوم |
Tatlı için hiç vaktim yok. | Open Subtitles | أنا ليس لدى وقت للتحلية .. |
Bunun için hiç vaktim yok şu anda... | Open Subtitles | ليس لدي وقتٌ لهذا الهراء |
Bay Costanza, gerçekten hiç vaktim yok. | Open Subtitles | سيد كوستانزا، ليس عندي وقت لهذا. |
Korkarım bu hikayeler, küçük şehir söylentilerinden başka bir şey değil. Gerçekten hiç vaktim yok. | Open Subtitles | . لا يفكر في هذه القصص إلا محدودي التفكير . والآن اسمحي لي، فليس لدي وقت |
Kahretsin, hiç vaktim yok. | Open Subtitles | لا أملك أى وقت |