Aslında hiçbir şey bilmediğin halde, her şeyi bilmek gibi. | Open Subtitles | معرفة كل شيء بينما في حقيقة الامر انت لا تعرف شيء |
Onlar hakkında hiçbir şey bilmediğin için soru sormazsın sanıyor. | Open Subtitles | إنك لا تعرف شيء عنهم لذلك يفترض أنك لن تطرح الأسئلة |
Neden hakkında hiçbir şey bilmediğin bir sembolün dövmesini yaptırdın? | Open Subtitles | لمذا تحصل على هذا لوشم و أنت لا تعرف شيء عنه ؟ |
Şimdi izninle, hakkında hiçbir şey bilmediğin ikinci işimi yapmam lâzım! | Open Subtitles | الآن اعذرني، علي فعل عملي الثاني، والذي لن تعرف شيئًا عنه. |
Zamanda yolculuk yaptın çünkü ne işe yaradığını bilmediğin şeyi hakkında hiçbir şey bilmediğin bir şeytandan koruyorsun. | Open Subtitles | سافرت عبر الزمن لحماية شيء لا تدري ماهيته من كائن شيطاني لا تعرف شيئًا عنه؟ |