| Seth, az önce yanımızdan geçen Vahşi Bill Hickok'tu. Onun fotoğraflarını gördüm. | Open Subtitles | وايلد بل هيكوك مر بجانبنا يا سيث لقد رأيته في عدة صور |
| Bay Hickok, altın aramaya mı geldiniz yoksa başka işleriniz mi var? | Open Subtitles | أأنت هنا يا سيد هيكوك للتحقيق أو لشيء آخر ؟ |
| Al, Hickok konusundaysa... planları hakkında onu biraz daha sıkıştırsaydım, beni vurur diye korktum. | Open Subtitles | بالمناسبة لم أماطل كثيراً بالكلام مع هيكوك خشيت أنه سيقتلني |
| - Bu Bill Hickok. Abilene'de Phil Coe'yu öldürürken gördüm onu. | Open Subtitles | إنه بل هيكوك , رأيته يقتل في كو في أبيلين |
| Bill Hickok gittiği her meyhaneye, her ortama değer katar. | Open Subtitles | بيل هيكوك مساعد كبير لأي صالون أو أي مكان يزوره باستمرار |
| First Lady Eleanor Roosevelt'in Lorena Hickok isimli bir yakın arkadaşı vardı. | Open Subtitles | كان السيدة الأولى اليانور روزفلت أفضل صديقة للورينا هيكوك |
| - Hickok bile üç tane vuramaz. - Üç tane fırlat. | Open Subtitles | أن "هيكوك"بنفسه لا يستطيع إسقاظ ثلاثة- قومي بإلقاء ثلاثة- |
| Uzun süre kalmayacağınıza sevindim Bay Hickok. | Open Subtitles | ليس بجميل أنا سعيدة بأنك لم تبقى هنا طويلا "يا سيد "هيكوك |
| Burası Dodge City değil ve sen de Bill Hickok değilsin. | Open Subtitles | هذه ليست مدينة دودج وانت لست بيل هيكوك /هو كشاف ورجل قانون عرف كأسرع رامي رصاص في الغرب/ |
| Hickok tabancaların gerçek prensiydi, öyle değil mi? | Open Subtitles | "هيكوك" كَانَ أميرا حقيقيا لأصحاب البنادق ، هَلْ كَانَ هو ؟ |
| Hickok diye bilinen, çift tabanca ustasından mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | فيالأغصانالميتة! أتشيرُ إلى الرجلِ المعروف بـ "هيكوك" ؟ القائد صاحب المسدسات الستّة المزدوجة ؟ |
| Hickok, gerçek silahşörlerin prensidir, değil mi? | Open Subtitles | "هيكوك" كَانَ أميرا حقيقيا لأصحاب البنادق ، هَلْ كَانَ هو ؟ |
| Vahşi Bill Hickok sizin yüzünüzden bu pisliğe saplandı! | Open Subtitles | إنه ويل بل هيكوك واقف على القذارة |
| Bay Hickok, ben Deadwood Öncü gazetesinden A.W. Merrick. | Open Subtitles | ا.و. ميريك سيد هيكوك رائد ديدوود |
| Blöfümü gördün Hickok. | Open Subtitles | لقد استدعيت مهارة خداعي , هيكوك |
| Bu işçi, Hickok'la geri gidiyor olmaktan memnun görünüyor muydu? | Open Subtitles | أكان الرجل سعيداً لأن هيكوك بجانبه |
| Devamlı sövüp sayıyor. Bu haliyle... Hickok onu yeterince yaklaştırmaz. | Open Subtitles | إن استمر بالثرثرة كما يفعل فلن يدعه (هيكوك) يقترب كفاية |
| Bana demin söylemedin mi... hırdavatçı Hickok'un hemen yanındaydı diye. | Open Subtitles | هل أخبرتني تواً أن رجل المعدات كان يقف بجانب (هيكوك)؟ |
| O ayyaşları dinlemek zorunda kaldığınız için üzgünüm Bay Hickok. | Open Subtitles | آسف لأنك اضطررت إلى الإصغاء إلى أولئك السكارى سيد (هيكوك) |
| Bay Hickok, buradaki işlerimle ilgilensin diye Bay Bullock'la anlaşmıştı. | Open Subtitles | اتفق السيد (هيكوك) مع السيد (بولوك) لمراقبة أعمالي التجارية هنا |
| Bayan Stubbs, arkadaşım Bill Hickok'tan hoşlandınız mı? | Open Subtitles | آنسة " ستاب " هل يعجبك صديقي " بيل هيكوب " ؟ |