Sanmıyorum. O, Edmund Hillary'nin Everest'e tırmanmasına yardım etti. | Open Subtitles | أشك في ذلك تينزينج نورجاي هو الذي ساعد إدموند هيلاري بتسلق قمة أفيريست |
Ben Hillary'nin doktoruyum ve Hillary'nin telefonu artık bende. | Open Subtitles | هيه، ايتها الفتاه الانتهازيه، انا طبيبه هيلاري ولدي هاتف هيلاري الآن |
Hillary'nin kayboluşu ve muhtemelen ölümüyle bağlantısı olan birisi hakkında delil bulundu. | Open Subtitles | وجدنا دليل يربط شخص ما في اختفاء "هيلاري ستون" و محتمل قاتلها |
Bu Hillary'nin New Hampshire'daki seçimi kazandığı geceye benziyor. | Open Subtitles | هده مثل ليلة اللتي ربحت فيها هيلاري في نيو هامبشير |
Hillary'nin Eggbert'dan farklı olarak istediği şey neydi? | Open Subtitles | ما الشيء المختلف الذي ارادته هيلاري عما يريده إيجبرت؟ |
Hillary'nin e-postaları ya da Trump'ın vergi beyannameleri? | Open Subtitles | ربما، اه، رسائل البريد الإلكتروني هيلاري أو الإقرارات الضريبية ترامب؟ |
Bu sorunun çoğu Hillary'nin suçu, çünkü hanımlar, siz erkeğinizi tanırsınız. | Open Subtitles | كثير من المشاكل ذنب " هيلاري " لأنكم تعرفون الرجل |
Güzel hareket. Tıpkı, Hillary'nin, partiye çağırması için beni göstermesi gibi. | Open Subtitles | مثلما أنني لم أعرف أن "هيلاري" اخبرتك أن تطلب مني الذهاب معك للحفل |
- Hillary'nin hayatını mahvedeceksin. Ne? | Open Subtitles | هل تحاولين تدمير حياة هيلاري ؟ |
Sonradan edinilen bilgilerle birlikte Hillary'nin dövülüp sonra canlı olarak gömüldüğünü düşünüyoruz. | Open Subtitles | النتائج الإضافية تدعم النظرية القائلة أن "هيلاري" تعرضت للضرب ثم الدفن على قيد الحياة. |
İşte bazılarınızın hatırlayacağı gibi bu sabah Hillary'nin annesini yiğitçe koruyan adam burada Philadelphia'nın en iyilerinden. | Open Subtitles | هنا رجل البعض منكم قد يتذكره بينما يَحْمي بشكل أنيق والدة "هيلاري" هذا الصباح، واحد من أروع فيلادلفيا. |
Herkes Hillary'nin bir canavar olduğunu söylüyor vicdan azabı duymadan korkunç şeyler yaptığını. | Open Subtitles | حسنا، الجميع يقول كانت "هيلاري" مثل وحش، بأنها فعلت كل هذه الأشياء الفظيعة دون أي شيء من الندم. |
Zavallı Simon'ın cesedi yanında bulunan ve üstünde Hillary'nin D.N.A'sı olan çuvalı hasıraltı ettiği gibi mi? | Open Subtitles | بضمن ذلك قَمْع الحقيبةِ التي تم العثور عليها بالقرب من جثة "سايمون" المسكين، التي كان عليها حمض النووي ل "هيلاري"؟ |
Hillary'nin salındığı gün Tanya beni aradığındaki mutluluğumu bir hayal edin. | Open Subtitles | تخيل سعادتي عندما اتصل بي "تانيا" في نفس يوم للإفراج عن "هيلاري". |
Lütfen bir teknisyen bul ve Hillary'nin cesedini dolaptan çıkart. | Open Subtitles | رجاءً جِدْ فني و سحب جثة "هيلاري" من الدرج. |
En sonunda Hillary'nin son günündeki zaman çizelgesini öğrendik. | Open Subtitles | نحن أخيراً عرفنا التسلسل الزمني لآخر يوم ل"هيلاري". |
Hillary'nin yaralarını inceleyerek muhtemelen saatte 55 km. | Open Subtitles | الآن بعد , أوه، فَحْص إصابات زخمِ الحركي ل"هيلاري"، إكتشفتُ بأنّها كَانتْ تتحرك |
Hillary'nin sevgilisinin evine kızın eşyalarını almaya geldim ve bir şey oldu ve bu hoşuna gitmeyecek. | Open Subtitles | ذهبت إلى منزل "هيلاري" لاحضار حاجياتها حدث أمر ما لن يعجبك |
Sen Hillary'nin arabasını al, işe git ve... - ...izlerimizi gizle, tamam mı? | Open Subtitles | أريدك أن تأخذ سيارة "هيلاري" إذهب للمستشفى وحاول اخفاء آثارنا |
Sör Edmund Hillary'nin Güney Kutbu'nda birşeyler planladığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت السيد إدموند هيلاري |