Ama yarın için bir söz vermedim. Korkuyu hissedebiliyor musun Peder? | Open Subtitles | ولكنى لم أقل أى شىء عن الغد هل تشعر بالخوف أبتى؟ |
Kaşıntılı ayakların ve sönük tebessümünle o dar geçitte dikilen beni hissedebiliyor musun? | Open Subtitles | يا من تقف في الممرات بأقدام حافية وابتسامة خابية هل تشعر بي ؟ |
Benim onu izlediğimi hissedebiliyor. | Open Subtitles | إنها مذهلة إنها تستطيع أن تشعر بي وأنا أراقبها |
Ortamı hissedebiliyor. Çevredeki kaynakları bulabiliyor. Böylece kendini idame ettirebiliyor. | TED | بل يمكنه الشعور ببيئته المحلية والعثور فعلاً على موارد داخل البيئة للحفاظ على نفسه. |
Bazen insan çok uzaktan bile hissedebiliyor. | Open Subtitles | حتى لو كنتِ على مسافة بعيدة.. يُمكنك الشعور بهذا أحياناً. |
Ağaçtaki her atomun diğer atomları üstüne çektiğini ve dünyadaki diğer atomlarınsa bu atomları üstüne çektiğini hissedebiliyor musun? | Open Subtitles | ؟ هل تشعرين بكل ذرة من الشجرة إسحبيكلذرةأخرى |
Elini tekrar hissedebiliyor olman lazım. | Open Subtitles | يفترض أن تكون قادراً على الإحساس بيدك مجدداً |
Bu küçük balık, yaklaşmakta olan yırtıcı hayvanların yaydığı titreşimleri şimdiden hissedebiliyor. | Open Subtitles | في الواقع، إن هذه الأسماك الصغيرة تشعر بالذبذبات التي تصدرها المفترسات أثناء إقترابها. |
Sırtını oyan bıçağın sıcak metalini hissedebiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تشعر بحرارة معدن السكين فى ظهرك ؟ |
Bu kontrolü yalnızca koleksiyon tam olduğunda hissedebiliyor, bu yüzden de kaçırma kalıbını tekrarlıyor. | Open Subtitles | إنها تشعر بهذه الثقة عندما تكون المجموعة كاملة فقط لهذا السبب تكرر نمط الخطف مع الضحايا الأحياء |
Mikrofonu yanağının iç tarafında hissedebiliyor musun? | Open Subtitles | هل تشعر بالدبوس داخل وجنتيك ؟ هل سيكون بخير ؟ |
Bir şeyleri hissedebiliyor, belki bizden çok daha fazla derinde. | Open Subtitles | أنها تشعر بالأشياء بشكل أكثر عمقاً مني ومنك |
O soğuk havada gitgide içine kapanıp, yaşlanan beni hissedebiliyor musun? | Open Subtitles | يا من بقيت خارجا في البرد اصبحت وحيدا واصبحت عجوزا هل تشعر بي ؟ |
Acının hafiflediğini söylüyor. hissedebiliyor. | Open Subtitles | إنها تقول أن الألم يقلل إنها تستطيع الشعور بذلك |
Güç onda. Önsezisi olan herkes bunu hissedebiliyor. | Open Subtitles | إنها الطاقة الجديدة يا رجل أيّ أحد لديه حدث يمكنه الشعور به |
Bize yardıma gelenler olduğunu hissedebiliyor musun? | Open Subtitles | هل تستطيع الشعور بأي آخرين قادمين لكي يساعدونا |
Yani onlar bizi hissedebiliyor, ama biz hissedemiyoruz. | Open Subtitles | لذا يمكنهم الشعور بنا ولكن لا يمكننا الشعور بهم |
Laverne, bilgisayarların açıldığını hissedebiliyor musun? | Open Subtitles | لافيرن , هل تشعرين بأن اجهزة الكومبيوتر المحمولة عادت للعمل ؟ |
Acıyı hissedebildiğini biliyorum ama iyi şeyleri hissedebiliyor musun bilmiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تشعرين بالألم لكن لا أدري إن كنت تشعرين بالجانب الجيد؟ |
Yüreğine baktığımı hissedebiliyor musun? | Open Subtitles | هل تشعرين بعيني تنظران لداخل قلبك؟ |
Kumaşın ne kadar yumuşak olduğunu hissedebiliyor musunuz? | Open Subtitles | أتستطيعين الإحساس بنعومة القماش؟ |
Ne konuşabiliyor,ne duyabiliyor ne de anlayıp hissedebiliyor. | Open Subtitles | لا يتكلم أو يسمع ولا يفهم أو يحس بأي شيء |
Sanki duvarlardan geliyor. hissedebiliyor musunuz? | Open Subtitles | إنه قادمٌ من خلال الجدران ألا تشعرون به ؟ |
"Beni hissedebiliyor musun? | Open Subtitles | " أتحس بلمستي الآن؟ |