Sen hayatta kalmak için öldürmüyorsun. Sen hayatta kaldığını hissetmek için öldürüyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تقتل من أجل أن تعيش أنت تقتل لتشعر أنك حيّ |
Burada, bir şeyin eksikliğini hissetmek için hiçbir sebep yok. | TED | هنا ليس هناك داعٍ لتشعر أنك تفتقد أي شيء. |
Senin alıcın olmak için sabırsızlanıyorum. Ve senin hissettiklerini hissetmek için. | Open Subtitles | أتوق لإستلام كل ما لديك و أتوق لأشعر بما تشعر به |
İkinci sefer olduğunu biliyorum, ama şeyi hissetmek için son şansımız. | Open Subtitles | انا اعلم انها المره الثانيه . ولكنها أخر فرصه لنشعر بـــ |
Zavallı etinize batan keskin bir şey, bir şey hissetmek için, herhangi bir şey, bundan başka bir şey. | TED | شيء حاد لتعلقي عليه جسدك الحزين. لتشعري بشيء، أي شيء، عدا هذا. |
Çünkü, bazen iyi hissetmek için kötülük yapmak lazım ve ben insanlara iyilik yapmaktan yoruldum. | Open Subtitles | أحياناً تكون الطريقة الوحيدة للشعور بالرضا هي بجعل أحد ما يشعر بالسوء ولقد سئمت من جعل الناس يشعرون بالرضا |
Ayak parmaklarımın arasında çiğ damlalarını hissetmek için çıplak ayakla... | Open Subtitles | أريد أن أجري عاري القدمين لكي أشعر بقطرات الندي بين |
- hissetmek için daha çok zamanım var. | Open Subtitles | نعم اعتقد انني حصلت على الكثير مزيد من الوقت لتشعر به نعم نعم |
Kendini erkek gibi hissetmek için illa bir kadını dövmen gerekiyorsa, beni dövmeyi dene. | Open Subtitles | اذا كنت ستضرب إمرأة لتشعر بالرجولة، جربني |
Seni tutmak, seni tekrar kollarımda hissetmek için çok uzun süre bekledim. | Open Subtitles | كيف لقد يتوق لعقد لكم، لتشعر بأنك في ذراعي مرة أخرى. |
Ya da bunu sadece kendimi iyi hissetmek için yapıyorsam... bu bencillik olup sayılmaz mı? | Open Subtitles | أو إذا فقط أفعلها لأشعر بالتحسن أهذا أناني ولايعد فعلاً مبالغاً فيه؟ |
Kendimi seksi hissetmek için sana ihtiyacım olmadığını anladım. | Open Subtitles | لقد أدركت أننى لست فى حاجة إليك لأشعر بأنوثتى |
Sırf ilk gördüğümde ne hissettiğimi hissetmek için. | Open Subtitles | لأشعر بشعور المرة الأولى التي رأيتها فيه |
Güvende hissetmek için gerçekten de kimlik mitleri mi lazım? | TED | هل نحن حقاً بحاجة لأساطير عن الهوية لنشعر بالأمان؟ |
"...yumuşak iniş ve çıkışlarını hissetmek için sonsuza kadar." "Ebediyen tatlı bir huzursuzluktan uyanmak." | Open Subtitles | لنشعر للابد بنعومته وحلاوته لما لا نتقبل الحب للابد بصدر مفتوح ونستيقظ للابد بتعب جميل |
Kendini güvende hissetmek için çökebilecek bir odayı seçtin. | Open Subtitles | لقد إخترتي الغرفة الوحيدة المهددة بالإنهيار لتشعري بالأمان فيها |
Daha iyi hissetmek için bunun yerine koyacağın bir şey bulmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تحاولين أن تجدي بديلاً لتشعري بالتحسن |
Dünyadaki duyguları hissetmek için hayatta bir kez elde edebileceğin bir şansın var. | Open Subtitles | لديكِ الفرصة الوحيدة في العمر للشعور بعواطف العالم بأكمله |
Ki o zamanlar kendimi iyi hissetmek için birilerini dövebiliyordum. | Open Subtitles | على الأقل حينها كان يمكنني أن أضرب شخصاً ما لكي أشعر بتحسن |
Evden ayrıldığımda bana yakın hissetmek için kıyafetlerimi deneyen adamsın. | Open Subtitles | يعجبك تجريب ملابسي، عندما أغادر المنزل، لكي تشعر بالقرب مني |
Kendini iyi hissetmek için egzoz kokusu ya da kirli havayı solur. | Open Subtitles | هو يحتاج لرائحة عادم السيارات والقذارات ليشعر بخير |
Daha az acı hissetmek için sinirlerini kes ve bacağını feda et. | Open Subtitles | يجب أن تقطع أعصابك وتخسر رجلك من أجل أن تشعر بألم أقل |
Kendimi hayatta hissetmek için ne kadar limitleri zorlamam gerekiyordu? | Open Subtitles | إلى متى كان علي أن أواصل حتى أشعر أنني على قيد الحياة؟ |
İntikamını tamamen almış hissetmek için son 3 halkayı da tamamlayacak. | Open Subtitles | نعتقد انه سيستمر مع الثلاث دوائر الاخيرة حتى يشعر تماما انه انتقم |