Joey, kötü hissettiğin için üzgünüm ama hiç bir kadınla yatıp onun önemsediği kadar önemsemediğin olmadı mı? | Open Subtitles | جوى انا اسفة لأنك تشعر بسوء ولكن ألم تنام مرة مع إمرأة وعنى ذلك لها أكثر منك |
Balonlar, konuk yıldızlar, hepsi kendini suçlu hissettiğin için. | Open Subtitles | البالونات وضيوف الشرف هذا كله لأنك تشعر بالذنب |
Acında yapayalnız hissettiğin için üzgünüm ama ben de öyleyim. | Open Subtitles | أنا آسفة لشعورك بالوحدة بينما تعانين، لكنني أشعر بالوحدة أيضاً |
Söylediğin o kötü şeyler yüzünden kendini kötü hissettiğin için mi pasta yiyorsun? | Open Subtitles | هل تأكلين الكعك لأنك تشعرين بالأسى ـ بخصوص ما قلتِه لي سابقاً ؟ |
Bak böyle hissettiğin için çok üzgünüm.Ben... | Open Subtitles | حسناً , أنا آسفة أنك تشعر بهذه الطريقة , لكن أنا .. |
Ya da suçlu hissettiğin için, hatırlamıyor gibi mi yapıyorsun? | Open Subtitles | أم تتظاهر انك لا تتذكر لإنك تشعر بالذنب؟ |
Suçlu hissettiğin için buraya gelip küçük şeyler dağıtma. | Open Subtitles | اذن لا تأتي لهذه النواحي وانتي ترمين بقايا الطعام, لأنكِ تشعرين بالذنب. |
Bana söylemek isteyip de, kendini kötü hissettiğin için söyleyemediğin birşey var mı? | Open Subtitles | هل فعلت شىء ما تريد ان تخبرنى عنه ولكنك لم تستطع لانك تشعر بسوء تجاهه |
Ama umarım bunca yolu sırf suçluluk hissettiğin için gelmemişsindir. | Open Subtitles | لكنني آمل أنك لم تقطع كل هذه المسافة فقط لأنك تشعر بالذنب حيال الأمر. |
Peki ya suçlu hissettiğin için gözlerin maviye dönüşüyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو أنّ اللون يتغيّر لأنك تشعر بالذنب؟ |
Sırf o kıza karşı mecburiyetin varmış gibi hissettiğin için seçmelerde yeteneğine engel olmayacağına dair bana söz ver. | Open Subtitles | عدني أنك لن تتراخى عن تجربة الآداء هذه لأنك تشعر أن لديك واجباً تجاه هذه الفت |
Böyle hissettiğin için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيده لأنك تشعر بهذه الطريقه |
Evet, kendini kötü hissettiğin için üzgünüm. | Open Subtitles | أجل، حَسناً، أَنا آسفُ لأنك تشعر بالذنب |
Seni manipülatif ve acımasız... Ve şu an bu kadar yalnız hissettiğin için suçlayabileceğin tek kişi de sensin. | Open Subtitles | كنتِ مناورة وقاسية, الشخص الوحيد الذي يجب لومه لشعورك بالوحدة الآن هو أنتِ. |
Suçlu hissettiğin için böyle davranıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تتصرفين بهذا النحو لشعورك بالذنب ، أليس كذلك ؟ |
Okudukların hakkında kötü hissettiğin için üzgünüm ama belli ki büyük resmi görmüyorsun. | Open Subtitles | أنا آسف لشعورك بالسوء مما قرأتيه. ولكن من الواضح أنك لم ترَي الموضوع بصورة أكبر. |
Sadece suçlu hissettiğin için üzgünsün, çünkü bencil davranıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ فقط تتأسفين لأنك تشعرين بالذنب لأنك كنتِ أنانية |
Öyle hissettiğin için üzgüldüm ama artık bu projeye ve ailene odaklanmanın vakti geldi, biz tam olarak böyle düşünüyoruz, işin doğrusu bu. | Open Subtitles | أعتذر لأنك تشعرين بهذه الطريقة ولكننا نعتقد أنه قد حان الوقت لتلتزمي بهذا المشروع وأن تلتزمي بهذه العائلة |
Unut gitsin. Böyle hissettiğin için üzgünüm ama benim için de iyi gitmiyor. | Open Subtitles | فقط انسى الامر انا اسف لأنك تشعرين بهذا |
- İyi, böyle hissettiğin için çok memnunum çünkü onların kalan akrabalarını bildilendirmek, senin sorumluluğunda artık. | Open Subtitles | جيد أنك تشعر هكذا لأنها مسؤولية إبلاغ كل الأقارب الناجين |
Böyle hissettiğin için çok memnunum çünkü artık yasal olduğunu düşününce Kurt'e evlenme teklif etmek için resmen iznini istiyorum. | Open Subtitles | أنا سعيد جداً أنك تشعر بتلك الطريقة، لأنه إفتراضاً أننا نستطيع قانونياً، أردت أن أطلب منك رسمياً إذنك |
Bir şeyler hissettiğin için iyi bir ajan olabileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أنه لا يُمكنك أن تكون عميلاً جيداً لإنك تشعر بشيء ما ؟ |
Ve zayıf hissettiğin için sinirlisin. | Open Subtitles | وأنتِ غاضبة لأنكِ تشعرين بالضعف |
Kendini hastanede daha güvende hissettiğin için mi orada olmak seni rahatlatıyor? | Open Subtitles | هل تشعر براحة اكبر عند ذهابك للمستشفى لانك تشعر بأمان هل تعتقد اني افعل ذلك عمداً |