O bir makine ancak içindeyken gerçek yaşam gibi hissettirir, gerçek gibi hissettirir. | TED | وكأنها آلة، لكنك ما إن تدخلها، حتى تشعر بانها حياة واقعية، بأنها الحقيقة. |
Hoşumuza gitmeyen, haksız hissettiren, hedeflerimizin yolunu kapatan, engellenebilecek olan durumlara sinirleniriz ve bu durum bizi güçsüz hissettirir. | TED | نغضب في المواقف التي تجعلنا غير راضيين، الغير عادلة، التي تعرقل أهدافنا، التي كان يمكن تجنبها، وتجعلنا تشعر بالعجز. |
Aksi taktirde, eve gidersiniz ve gece bir gün daha var gibi hissettirir. | Open Subtitles | وإلا ، فإنك ستعود للمنزل وأنت تشعر بأنك مازلت تعمل ، هذا غريب |
Paranın tamamını toplamak seni daha iyi hissettirir. | Open Subtitles | أعتقدت بحصولك على مالك سوف يشعرك هذا الأمر بتحسن |
Kan vermek iyi hissettirir. 3000 yıl boyunca kan alma ya da flebotomi terapi olarak kabul edildi. | Open Subtitles | التبرع بالدم يعطي شعوراً رائعاً. أجل، لـ 3000 سنة أعتبرت إراقة الدماء و الفصد علاجاً. |
Şehrin çok kalabalık bir bölgesinin hemen altında futbol sahası kadar kullanılmayan bir alan ve sizi neredeyse arkeolojik kazıdaki Indiana Jones gibi hissettirir ve tüm detaylar hâlâ orada. | TED | إنها أرض متخلى عنها بمساحة ملعب كرة قدم تقع مباشرة تحت منطقة مزدحمة من المدينة، ستشعر تقريبا وكأنك إنديانا جونز في مهمة حفر أثري، وأن كل التفاصيل لم تبرح مكانها. |
Daha iyi hissettirir mi bilmem ama perşembe artık turpgillerden bir sebze günü değil. | Open Subtitles | ان سيشعرك بأي تحسّن يوم الخميس لم يعد يوم الخضروات الورقيّة |
Şöyle ki basit empati vardır: Kötü hissederseniz, beni kötü hissettirir. | TED | إذن هذا أساس التعاطف: أنت تشعر بالحزن، هذا يجعلني حزينًا. |
sertçe çarptığında ki bazen bir dakikadan az sürer ölüyormuş gibi hissettirir. | TED | عندما تضرب الأوامر التنفيذية وأخبار العنف أجسادنا بشدة، في بعض الأحيان في أقل من دقيقة واحدة، تشعر وكأنك تموت. |
İşte.Bir bardak şarap kendini daha iyi hissettirir. | Open Subtitles | هاك . كوب صغير من النبيذ . سوف تجعلك تشعر بتحسن |
Porno filmler buna imkan vermediğinden hep kirli hissettirir. | Open Subtitles | في الأفلام الجنسية, تشعر دائما بأن الأمر قذر, وكأنه غير مسموح به. |
Kendini bir daha asla bir şey hissettmek istemiyormuşsun gibi hissettirir. | Open Subtitles | يجعلك تشعر كأنك .. لا تريد ..الشعور بأى شىء مرة أخرى أبداً.. |
Bana tekrar vurman kendini daha iyi hissettirir mi? | Open Subtitles | هل يجعلك هذا تشعر انك علي مايرام بأن تضربني مرة اخرى |
Konuşurken hangi konu sana uzman gibi hissettirir? | Open Subtitles | عندما تتحدث ما الذي يجعلك تشعر انك خبير؟ |
Haftanın dört gecesi dışarı çıkmak, sarhoş olmak ve seks için para ödemek seni özel hissettirir değil mi? | Open Subtitles | ذلك يجعلك تشعر بخصوصيه ؟ الخروجُ أربعض ليالي في الأسبوع سكرُ,وتنفقٌ من أجل الجنس ؟ |
Hani evdeyken temiz bir çarşaf güzel bir yatak gibi hissettirir ya? | Open Subtitles | تعرفون الشراشف النظيفة ليلا في البيت عندما تشعر أنها تبدو كسرير جديد ممتع |
Uyandığında seni daha iyi hissettirir diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننته سوف يشعرك بشعور جيّد عندما تستيقظين. |
Bir hedef belirlersin, ulaşmak için çalışırsın, bu kendini iyi hissettirir. | Open Subtitles | تحدد هدفاً وتعمل من أجل تحقيقة هذا يعطيك شعوراً افضل |
Ama kazanırsan, doğal büyüklükteki... oyuncak gergedanı eve götürürsün, bu, eve küçücük dandik anahtarlık götürmekten... daha iyi hissettirir. | Open Subtitles | لكن إن أستطعت أن تفوز بها ستشعر أن الحياة جميلة وسيكون أفضل شيء فزته بحياتك |
Pekâlâ, onu öperken beni düşünmek sana iyi hissettirir miydi? | Open Subtitles | حسناً, هل هذا سيشعرك بتحسُّن إذا كنت تُقبِّله وفي نفس الوقت تفكر بي؟ |
Soğuğu gerçekten severim. Bana yaşadığımı hissettirir. | Open Subtitles | أنا أحب البرد إنه يشعرني أني مازلت على قيد الحياة |
Bişeyler ye, kendini iyi hissettirir. | Open Subtitles | تناولي شيء ما، ستشعرين بالتحسن |
Marihuana seni depresif ve baygın hissettirir, tammam? | Open Subtitles | المرجوانا تشعرك بالكآبة والإحباط، مفهوم؟ |
İyi hissettirir mi bilmem ama nadiren dinliyoruz seni zaten. | Open Subtitles | ان سيُشعرك بتحسّن , نادراً ما نستمع |
Yabancı bir yerde tanıdık bir yüz insanı rahat hissettirir. | Open Subtitles | إن وجه مألوف في مكان غريب يجعلك تشعرين وكأنك في البيت |
Bunu yapman seni güçlü hissettirir. | Open Subtitles | لا بأس، أعلم بأن هذا يجعلكِ تشعرين بالقوة |
İnsanı şişmanlar kampında diş macunu yerken yakalan kız gibi hissettirir. | Open Subtitles | انها تجعلك تشعرين بأنك تلك الفتاه من مخيم البدناء التي تم الامساك بها وهي تأكل معجون الاسنان |
İşte bu genç dostum. Traş olmak iyi hissettirir. | Open Subtitles | أيها الشاب ، إن الحلاقة ستشعرك بتحسن |