"hoş bir şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • شيء جميل
        
    • بشيء لطيف
        
    • شيئاً جميلاً
        
    • شيء لطيف
        
    • انه شىء رائع
        
    • يعطيني شيئا
        
    • لا أظنه شئ جيد
        
    • كم أنت جميلة
        
    • شيئا لطيفا
        
    Bu, söylenecek hoş bir şey değildi. Beni iyi hissettirmek için tasarlanmadı. Open Subtitles لم يكن هذا شيء جميل لتقوله ولا يجعلني أشعر أنني بحالة جيدة
    Bunlar eski dostlar. Vücut dili çok hoş bir şey. Open Subtitles يبدو أنهم أصدقاء قدامى لغة العضلات شيء جميل
    İnsanların senin için hoş bir şey yapmalarına niçin izin vermiyorsun? Open Subtitles أعني، لمَ لا تسمحي للناس فقط أن يقوموا بشيء لطيف لأجلك؟
    Ama, eşyalarımı açtıktan sonra, senin için hoş bir şey yapmak istedim. Open Subtitles بعد تفريغ الصناديق أردت القيام بشيء لطيف لك
    Bu söylediğin hoş bir şey değil. Open Subtitles هذا ليس شيئاً جميلاً لتقوليه, اليس كذلك ؟
    Seni yalnız bırakmam için böyle söylüyorsun Hâlâ aklına benim için söylenecek hoş bir şey gelmiyor mu? Open Subtitles ما زلت لا تستطيع قول اي شيء لطيف عني ما رأيك لو تدعينني أنام وافكر بذلك؟
    Evet, ama bir konsolos kızı olmak da hoş bir şey olsa gerek. Open Subtitles نعم على ما اعتقد لابد انه شىء رائع ان تكونى ابنه مستشار
    Bir şeyler görüyorum. Bu oldukça hoş bir şey. İşte bu. Open Subtitles هذا هو الدكتور يعطيني شيئا
    hoş bir şey olmasa gerek. Yardıma ihtiyacı var. Open Subtitles لا أظنه شئ جيد إنه بحاجة لعوننا
    hoş bir şey. Open Subtitles كم أنت جميلة
    Bak, onun için hoş bir şey yaparsan belki ben de senin için yaparım. Open Subtitles إنظر، لو فعلت شيء لطيف معه ربما سأفعل شيئا لطيفا معك
    Beni istediğini biliyorum." gibi hoş bir şey söylerdin. Open Subtitles أنت كنت ستذهب إليها وستقول شيء جميل مثل أنت كنتِ تنظرين إلي وأعرف أنكِ تريديني
    Ne kadar hoş bir şey. Tüm kemiklerini kıracak olmam çok yazık. Open Subtitles يا لها مِنْ شيء جميل يؤسفني أنْ أضطرّ لتحطيم عظامها
    - Yok, hoş bir şey yapmışsın ama barda yardıma ihtiyacın var mı da? Open Subtitles أنه شيء جميل لفعله. أعني، هل تريد مساعدة في الحانة؟
    Mahkumlardan birini, arkadaşlarımdan birini, hasta yatağından ölümüne kadar izledim. Diyebilirim ki, hiç de hoş bir şey değildi. TED الآن،تصادف أنني كنت ألاحق أحد زملائي السجناء، وأحد من أصدقائي، من سرير مرضه حتى الموت، ويمكن أن أقول لكم أنه لم يكن شيء جميل على الإطلاق.
    Kutlamak için hoş bir şey yapmak istiyorum. Open Subtitles انا فعلا أريد ان اقوم بشيء لطيف للاحتفال
    Çok hoş bir şey değildir. Open Subtitles وهو لَيسَ بشيء لطيف
    Bu Bay Stockton'un grubunun onu hastanede ziyaret edebilmesi için izin formu, böylece Dr. Miller onun için hoş bir şey yaptığımı görüp mutlu olacak. Open Subtitles استماره تتيح لفرقة السيد (ستوكتون) أن تأتي لزيارته لتسعد الدكتوره (ميلر) إنك قمت بشيء لطيف من إجلها
    Belki sana hoş bir şey getiririm. Open Subtitles ربما لاحقاً سأحضر لك شيئاً جميلاً
    Sana hoş bir şey göstereyim mi? Open Subtitles دعني ارك شيئاً جميلاً
    Eğlendiğim ve hoş bir şey yaptığım için özür dilerim. Open Subtitles أعتذر لأني حظيت بالمتعة ، ولإقامة شيء لطيف
    Bence bu önemli. Anılarınız olması hoş bir şey. Open Subtitles أظن هذا شيئاً هاماً شيء لطيف أن تصنع بعض الذكريات
    Sonuç ne olursa olsun, bizim için kendini riske atması hoş bir şey. Open Subtitles حسنا , أيا كان سيتجه الأمر انه شىء رائع أن يفعل هذا من أجلنا
    Bu oldukça hoş bir şey. İşte bu. Doktor bir şeyler veriyor. Open Subtitles هذا هو الدكتور يعطيني شيئا
    hoş bir şey olmasa gerek. Yardıma ihtiyacı var. Open Subtitles لا أظنه شئ جيد إنه بحاجة لعوننا
    hoş bir şey. Open Subtitles كم أنت جميلة
    Bunun pek hoş bir şey olmadığını biliyorum. Open Subtitles الآن، أنا أعرف أن هذا ليس شيئا لطيفا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more