Sence, seninle takılmaktan hoşlandığım için mi bilgi sakladığımı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتظنني أخفي عنك المعلومات لأنني أحب قضاء الوقت معك؟ |
Senin gibilerden hoşlandığım için beni pis bir ihtiyar olarak mı görüyorlar? | Open Subtitles | يظن الناس أنني رجلمسنّقذر لأنني أحب الأولاد مثلك. |
Hakkında hiçbir şey bilmeden senden bu kadar hoşlandığım için kızgınım. | Open Subtitles | أنا غاضبة لأنني أحبك جداً دون أن أعرف شيئاً عنك |
Senden hoşlandığım için yatmıyorum. Nefret ettiğim için yatıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعاشرك لأنني أحبك أنا أعاشرك لأنني أكرهك |
Senden istediğimi yaptığında on bin daha vereceğim, sırf senden hoşlandığım için. | Open Subtitles | وبعد ان تنتهي مما طلبته منك سأعطيك 100000 دولار نقدا اخرى فقط لأنني معجب بك |
- Ben de onunla kız kardeşi Chloe'den hoşlandığım için takılıyordum zaten. | Open Subtitles | انا أتسكع معه فقط لأنني معجب بشقيقته كلوي |
Biriktirmekten hoşlandığım için Doğal Tarih Müzesi'ni ve oradaki üç boyutlu model hayvanları sevdiğim bir sır değil. | TED | الآن، فإن هذا ليس سرا، لأنني أحب جمع الأشياء التي أحبها في متحف التاريخ الطبيعي ومجموعات الحيوانات في "متحف التاريخ الطبيعي" في ديوراما. |
YlLlN HAYlRSEVERİ Yayıncılığa vermekten hoşlandığım için girdim. | Open Subtitles | وصلت الى البث لأنني أحب أن يعطي . |
Muhtemelen senden hoşlandığım için. | Open Subtitles | حسناً، لأنني أحبك على الأرجح. |
Bunu senden hoşlandığım için yapıyor olabileceğim aklına geldi mi hiç? | Open Subtitles | هل خطر في بالكِ أني فعلت ذلك لأنني معجب بكِ؟ |
Ondan hoşlandığım için onu sinir ediyorum. | Open Subtitles | انا اضايقها، ولكن هذا لأنني معجب بها |
Bak, Carol'dan hoşlandığım için iyi olmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | هيي . انظر . أنا فقط كنت أتضاهر (لأكون لطيفاً لأنني معجب ب(كارول |