Bu kayda değer kişilik Hollanda'yı kelimenin tam anlamıyla değiştirerek büyük bir ticaret imparatorluğuna dönüşmesini sağlayacaktı. | Open Subtitles | رجل بارع قام حرفياً بتغيير ملامح هولندا و ساعد في تحويلها إلي إمبراطوية تجارية هائلة |
1944'te Naziler Hollanda'yı işgal ederler ve bir takım nedenlerle, bütün yiyecekleri alıp Almanya'ya yönlendirme kararı alırlar; | Open Subtitles | شئ يدعى شتاء الجوع الهولندي. في عام 1944، كان النازيون يحتلون هولندا |
Hollanda'yı terk edeli neredeyse bir ay oluyor. | Open Subtitles | مر حوالي شهر على مغادرة هولندا |
Adım Abe, bu Tanrı'nın belası şehirden ayrılıp, gerçek Hollanda'yı keşfederken; | Open Subtitles | اسمي "آب" و انا دليلكم السياحي لجولة اليوم كما اننا سنغادر هذه المدينة و نكتشف هولاندا |
Hani bir söz vardır: "Tanrı dünyayı yarattı, Hollandalılar da Hollanda'yı." | Open Subtitles | هناك مقولة " الله خلقك الارض و المانيا خلقت هولاندا |
Naziler Hollanda'yı işgal ettiler. | TED | عندما اجتاح النازيون هولندا |
Hitler artık Hollanda'yı soyup soğana çeviriyordu. | Open Subtitles | الأن يقوم (هتلر) بتجريد (هولندا) من كل ما تملك |
Gelecek sefer Hollanda'yı seç. | Open Subtitles | إستبدالها ب "هولندا" سيكون أفضل |
Descartes yakında Hollanda'yı terketmek zorunda kalacağından korkuyor. | Open Subtitles | يخشى (ديكارت) بأنه سيُجبر على الفرار من "هولندا" قريباً |
Hollanda'yı işgal edeceğim. | Open Subtitles | أريد غزو "هولندا" |
-Sanırım Hollanda'yı çok seveceğim. | Open Subtitles | اظنني ساحب "هولاندا" |