hologram 6,5 dakika sürdü. Bu bizim için yeni bir rekor. | Open Subtitles | الهولوجرام إستمر ل ست دقائق ونصف هذا رقم قياسي جديد لصالحنا |
Tamam, bir dahaki sefere hologram ben olacağım. | Open Subtitles | حسنا ، سأكون أنا الهولوجرام فى المرة القادمة |
Bu beynin önüne bir hologram yerleştireceğim ve ışık demeti içinden çıkacak. | TED | سنضع صورة ثلاثية الأبعاد أمام هذا الدماغ وسنجعلُ تيارًا ضوئيًا ينبثق عنه. |
hologram burada, yeşil ışık geçiyor, işte bu da beynimiz. | TED | صورة ثلاثية الأبعاد هنا وضوء أخضر يتخللها، هذه هي أدمغتنا، |
Gümüş halojen kaplı levhaları olmayan bir hologram... | Open Subtitles | جهاز هولوجرام بدون استخدام مركب الفضه و الهاليد |
Yıldırım yok. hologram bu. | Open Subtitles | لا، بدون برق هذا مجرد طيف |
- hologram gibi bir şey değil mi bu? | Open Subtitles | إنها صورة مجسمة أليس كذلك ؟ لا، لكن حقا، لا بأس |
O hologram gördüğüm şeylerin birebir kopyası. | Open Subtitles | الصورة الهولوغرامية هي نفس الصورة المطابقة لما كنت أراه |
Sen gerçekten hologram değilsin, değil mi? | Open Subtitles | لست حقاً بـ شعاع هولوجرامي , أأنت كذلك ؟ |
hologram projektörün. Kiliseye kıyafetlerinle giremezsin! | Open Subtitles | مُسقط الهولوجرام الخاص بك، لا يمكنك الذهاب للكنيسة وأنتي مرتدية ثيابك |
Bakmak için hologram platformundan inmem gerekli. | Open Subtitles | سأبتعد عن وحدة الهولوجرام لأراجع مكانها |
Bu bir hologram. | Open Subtitles | إنه الهولوجرام. |
Fırlatışı bir hologram üzerinde tekrar yarattılar. | Open Subtitles | لقد اعادوا الإطلاق في صورة ثلاثية الأبعاد. |
O hologram gördüğüm şeylerin birebir kopyası. | Open Subtitles | أن صورة ثلاثية الأبعاد هي النسخة المتماثلة بالضبط من ما كنت أراه. |
Peki hologram gibi davrandığında ne yapıyordun? | Open Subtitles | إذن , مالذي كنت تفعلينه عندما إدعيت أنك هولوجرام ؟ |
- hologram olarak rol yapıyor. | Open Subtitles | - تتشكل على شكل هولوجرام , نعم - |
Bu ilkel iletişim aracıyla aradığım için özür dilerim ama gemimi gül bahçenize indirseydim ya da ofisinizde hologram olarak belirseydim ırkımız hakkında ne düşünürdünüz? | Open Subtitles | رجاءً إغفرْ لهذه الوسائلِ البدائيةِ فى الإتصالِ لكن إذا كُنْتُ أُنزلَت سفينتَي في حديقةِ الورد الخاصه بك أَو أظهرت الـ* هولوجرام * في مكتبِكَ |
- Görünüşe göre bu bir hologram. - Bir hologram mı? | Open Subtitles | يبدو أنه طيف - طيف؟ |
Ya da... Bir çeşit hologram falandı. | Open Subtitles | أو ربما كانت صورة مجسمة أو شيء من هذا القبيل. |
Bu semboller, gördüğüm şeyler. hologram biz, her şey - bağlantılı. | Open Subtitles | هذه النماذج، هذه الأشياء التي أراها و الضورة الهولوغرامية نحن، كل شيء على قيد الإتصال |
Bir elektronik cin, bir hologram ve ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | جني إلكتروني هولوجرامي يظهر منه. |
Eğer açı doğruysa... ...bu ipeğin filminde bir hologram görebilirsiniz. | TED | وإن كانت الزاوية مناسبة، يمكن بالفعل رؤية هولوغرام يظهر على فلم الحرير هذا. |
- hologram odasında sorun var. - Hemen bakıyorum. | Open Subtitles | هناك اضطراب بغرفة التجسيم - سأتولى أمره - |
Peki Eric 2.0 hologram ise Eric 3.0 ne oluyor? | Open Subtitles | إذا إن كان إيريك 2.0 ثلاثي الابعاد كيف سيكون إيريك 3.0 ؟ في هذه الحالة سيكون نيل |
İcat ettiği hologram teknolojisini kullanarak kendi cinayetini çözmeye çalışan ölü bir kadının bakış açısından anlatılan psikoseksüel bir gerilim. | Open Subtitles | يُروى من وجهة نظر امرأة ميتة تحل مسألة قتلها بإستخدام تقنية ثلاثية الابعاد هي من اخترعتها |