Gidiyoruz Hoyt. | Open Subtitles | هيا بنا هوبت لقد حصلت على ساعتك في الساحة |
Hoyt'un şu anda seni izlemediğini nereden biliyorsun? | Open Subtitles | ومالذي يجعلكِ تعتقدين ان هوبت لا يراقبكِ الآن؟ |
Hoyt beni yere çivileyip neşteri boğazıma dayadığında. | Open Subtitles | . عندما دبسني هوبت بالارض وضغط على حنجرتي |
11 Şubat 2005 gecesi Kristen McKay ve James Hoyt arkadaşlarının nikâh töreninden ayrıldıktan sonra Hoyt'nin ailesine ait yazlık eve geri döndüler. | Open Subtitles | في ليلة فبراير يوم 11 عام 2005 كرستينا ميكي و جيمس هويت تركوا حفلة زواج صديق لهم وعادوا الى منزل عائلة هويت الصيفي |
Çırak'ın görevini tamamlayıp Hoyt'u bulmak için Boston'a geldiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد ان معلمنا انهى جولته واتى الى بوستن ليرى هويت |
Hoyt'u izliyordum. | Open Subtitles | لقد كنت اطارد هوبت. |
Hoyt neden senin peşinde? | Open Subtitles | لماذا هوبت يلاحقكِ؟ |
Bana Pete Hoyt'tan nefret ettiğim sürece... hayatımın kontrolünün onda kalacağını öğretti. | Open Subtitles | هو جعلني أتفهم انه طالما أكره بيتر هويت فلديه السيطرة على حياتي |
Dinle, Hoyt... eğer arkamdan hokkabazlık yapacaksan... seni tükürmenden daha hızlı bir şekilde buradan aldırırım. | Open Subtitles | اسمَع يا هويت إذا أردتَ أن تَرسُم المُخططات هُنا من وراءِ ظَهري سأَنقُلكَ من هنا أسرَع مِن أن تبسِق |
Stanislofsky'yle derdi olan Hoyt ben değilim. | Open Subtitles | هويت هوَ مَن يَحقِد على ستانسلوفسكي، ليسَ أنا |
Motorculardan Hoyt, ve irlandalilardan birisi, Keenan. | Open Subtitles | ذلكَ الدَرَّاج هويت. معَ أحَد الفِتيَة الإيرلانديين، كينان |
ve Hoyt veya motorcu arkadaslarindan birisi senin isini bitirecek. | Open Subtitles | و سيُنهي هويت أو أحدُ زُملائُهُ الدَرَّاجين حياتَك |