Hummer satıcısı Lift Car'ı yoldan çıkarıyor ve Hummer satıcısı yolcuyu araca alıyor. | Open Subtitles | بائع هامر يدفع السيارة اليسري عن الطريق. وبائع هامر ياخذ الراكابة إلى السيارة، |
Hummer kullanicilari soyle diyorlar, " Hayatimda bir cok arabam oldu | TED | يقول ملاك هامر "أنتم تعلمون أنني امتلكت سيارات كثيرة في حياتي.. |
Başka bir kişi araba galerisine gider. Hummer alacaktır: Bir galona 9 mil. tam donanımlı, lüks. | TED | شخص آخر كان يسير في الساحة. وكانوا على وشك شراء هامر ، تسعة أميال للجالون الواحد ، محملة بالكامل ، مترفة. |
Ama işin aslı, arabaya bakarsınız, Volvo'ya benzemiyor, Hummer'a da benzemiyor. | TED | ولكن حقيقة الأمر هو ، أنك تنظر إلى تلك السيارة ، انها لا تبدو مثل الفولفو. وانها لا تبدو مثل الهامر. |
Ama Hummer'a binmeyi sorun yapmıyor. | Open Subtitles | وخلافاً لا يضايقها التجول في سيارتك الهامر. |
Yani, o köprünün altındaki bir yerde birikmiş sıvamadan gelen tortu Hummer'ın lastiklerine sıkışmış. | Open Subtitles | حتى الرواسب من الرملي تراكمت في مكان ما تحت ذلك الجسر ثم حصلت التقطت في معالجته الإطارات من نوع همر. |
Sadece biz ve Fırat vadisinde bir Hummer. | Open Subtitles | فقط نحن والسيارة الهمر فوق وادي نهر الفرات. |
Herkes Hummer istiyor. O da sadece bizde var. | Open Subtitles | الجميع يريد سيارة هامر نحنُ الوحيدون الذين نمتلكها |
Cheng ve adamları kaçtı. 3 siyah Hummer ile kuzeye doğru gidiyorlar. | Open Subtitles | تشينج" ورجاله هربوا من الفندق" إنهم في 3 سيارات "هامر" تتجه شمالاً |
İki yıldan önce ehliyetin olmayacak ve bir Hummer almayacaksın. | Open Subtitles | أنت لن تحصل على رخصتك إلا بعد سنتين ولن يكون عندك سياره هامر |
- Kap kaç. Onu zorla almışlar, dışarıdaki siyah Hummer ile kaçmışlar. | Open Subtitles | بمجرد أن أمسك به، لاذوا بالفرار إلى هامر الأسود الذي كان ينتظر خارج. |
Mac, bir devriye ekibi o adilerin Hummer'ı bulmuş. | Open Subtitles | ماك، زوجين من الزي الرسمي فقط وجدت هامر أخذت هؤلاء الأوباش من في. تم التخلي عنه وعلى جاي الشارع بالقرب من جسر مانهاتن. |
Yani, kesinlikle bir Hummer'a o donanımı ekleyebilirler. | Open Subtitles | لذلك، وبالتأكيد مجهزة أنها لخداع من هامر من هذا القبيل. |
O kurşun geçirmez Hummer'ı kiralayan adamların isim ve adreslerini istiyorum. | Open Subtitles | أريد أسماء الرجال الذين تعيينك لللرصاص التي هامر. |
Yaklaşık bir hafta önce birkaç adam dükkana geldi ve bir Hummer için özel donanımlar istediler. | Open Subtitles | زوجين من الرجال تأتي في المحل حوالي أسبوع قبل، يريد حزمة الرئاسية على هامر. |
Hummer'dan çıkacaksan çantayı al. Dürbünün güç kaynağı orada. | Open Subtitles | دوغ، اذا ارت ان تترك الهامر خذ حقيبة الظهر انها مصدر طاقة الخوذة |
Ben küçük bir çocukken "Hummer" diye adlandırdığımız tamamen farklı bir şeydi. | Open Subtitles | اتعلم عندما كنت طفلا اتعلم ما اطلقوا على الهامر لقد اطلقوا عليها شيئا مختلفا |
Memphis'deyken aynı Hummer'ı kiraladı. | Open Subtitles | كايلي عاد الى ممفيس وقام باستأجار الهامر ذاتها |
Eh, bu gece en az bir Hummer'ınız olacak. (hummer: brrr sesi çıkararak oral seks) | Open Subtitles | حسنا ،على الأقل ضمنتما واحدة همر كبيرة الليلة |
Sarı bir Hummer'ı vardı. Kim sarı Hummer sürer ki? | Open Subtitles | كان يقود همر صفراء من الذي يقود همر صفراء؟ |
Sadece biz ve Fırat vadisinde bir Hummer. | Open Subtitles | فقط نحن والسيارة الهمر فوق وادي نهر الفرات. |
Geçen yıl tatil sırasında, Hummer'ı bakımdan aldık. | Open Subtitles | في فتره العطله العام الماضي اخذنا الهمر للصيانه |