"hyb" - Translation from Turkish to Arabic

    • وحدة إدارة الاتصالات
        
    • لوحدة إدارة الاتصالات
        
    • إدارة الاتصالات بسبب
        
    İkincisi, bu durum beni HYB'leri ziyaret eden ilk ve tek gazeteci yapacaktı. TED ثانيا، لأن هذا من شأنه أن يجعلني أول صحفي يزور وحدة إدارة الاتصالات.
    Devlet bunlara Haberleşme Yönetim Birimi yani HYB(CMU) adını veriyor. TED تطلق الحكومة على هذه الوحدات اسم وحدة إدارة الاتصالات.
    HYB(CMU) mahkumlarının hepsi suç işlemekten mahkum oldu. TED تم إدانة سجناء وحدة إدارة الاتصالات بجرائم.
    Mahkumlar, HYB'lere ırkları sebebiyle dinleri ya da siyasi inançları yüzünden gönderiliyor. TED يقع إرسال السجناء لوحدة إدارة الاتصالات بسبب العرق، والدين أو معتقداتهم السياسية.
    HYB'ler aynı zamanda gayrimüslim mahkumları da barındırıyor. TED كما تضم وحدة إدارة الاتصالات سجناء غير مسلمين.
    Ziyaretimden üç ay sonra McGowan, HYB dışında bir yere nakledildi ve sonra uyarılmaksızın yeniden geri getirildi. TED بعد ثلاثة أشهر من زيارتي، تم نقل ماكغوان خارج وحدة إدارة الاتصالات ومن ثم وبدون سابق إنذار، تمت إعادته إلى هناك.
    Hükümetin kendisiyle ilgili ne söylediğini görmek istedi, bu sebeple de yeniden HYB'ye gönderildi. TED أراد أن يعرف ماذا كانت الحكومة تردد بشأنه، ولذلك تمت إعادته إلى وحدة إدارة الاتصالات.
    HYB'de hücre hapsi yok ancak Birleşik Devletler içindeki en sıkı hapishaneler ayarında ya da onları aşan kısıtlamalarda bulunuyor. TED لا تعتبر وحدة إدارة الاتصالات حبسا إنفراديا ولكنها تقيد كل هذا جذريا لتصل إلى مستوى اكثر السجون تشددا بالولايات المتحدة الأمريكية أو لتتجاوزه.
    Bir HYB mahkumu dedi ki, "Burada psikolojik işkence dışında işkence görmüyoruz." TED صرح واحد من سجناء وحدة إدارة الاتصالات "لا يتم تعذيب هنا، سوى نفسيا."
    Fakat mahkeme dökümanları, halka açık kayıt talepleri ve de hem mevcut hem de önceki mahkumlar ile yapılan görüşmeler yoluyla HYB'lere küçük pencereler açıldı. TED ولكم من خلال وثائق المحاكم، وطلبات فتح السجلات والمقابلات مع السجناء الحاليين والسابقين، تم فتح نافذة صغيرة تطل على وحدة إدارة الاتصالات.
    Cezaevi Bürosu, HYB'leri "bağımsız konut birimi" olarak tanımlıyor. TED يصف مكتب السجن وحدة إدارة الاتصالات بأنها "وحدة سكنية قائمة بذاتها".
    Bir diğer mahkum olan, hayvan hakları aktivisti Andy Stepanian da HYB 'ye gönderildi. Çünkü hükümet karşıtı ve anti-kurumsal bakış açısı vardı. TED وعندما تم إرسال سجين آخر، الناشط في مجال حقوق الحيوان أندي ستيبانيان إلى وحدة إدارة الاتصالات فقد كان السبب لكونه معاديا للحكومة وأرائه ضد للشركات.
    Bir yerden sonra, hapishane gardiyanı iyi halinden bahsederek McGowan'ın HYB dışında bir yere transferini tavsiye etti. Ama gardiyan, FBI 'ın Terör Görev Gücü ile birlikte çalışan Cezaevi Terörle Mücadele Birimi Bürosu tarafından reddedildi. TED عند مرحلة معينة، أوصى حارس السجن ذاته بنقل ماكغوان خارج وحدة إدارة الاتصالات مشيرا إلى سلوكه الجيد. لكن تم رفض طلب الحارس من قبل وحدة مكافحة الإرهاب التابعة لمكتب السجن، بالتعاون مع الفرقة المشتركة لمكافحة الإرهاب من مكتب التحقيقات
    Günümüzde vatandaşlık hakları avukatları, Anayasal Haklar altında HYB'leri mahkemelerde zorluyor mahkumları süreç içindeki haklarından mahrum ettikleri için, onlara misilleme yaptıkları için, onların korunan siyasi ve dini söylemleri için. TED اليوم، يقوم محامي الحقوق المدنية بمساعدة من مركز الحقوق الدستورية بتحدي وحدة إدارة الاتصالات أمام المحكمة لتجريد السجناء من حقوقهم في الحصول على ضمان الحق والانتقام منهم بسبب خطاباتهم السياسية والدينية المحمية.
    Huffington Post'ın manşet yaptığı bir yazı yazdı, "Mahkeme Belgeleri Kanıtlıyor, bir HYB'e Siyasi Konuşmam Sebebiyle Gönderildim." TED قام بكتابة مقالٍ لمدونة هافنغتون بوست بعنوان: "أثبت وثائق المحكمة أنه تم إرسالي لوحدة إدارة الاتصالات بسبب خطابي السياسي."

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more