(İç çeker) Ancak hemen fark ettim ki sadece Vicky'ye ne olduğunu anlamaya çalışmıyordum. | TED | (تنهد) ولكن ما أدركته بسرعة كان أنني لم أحاول اكتشاف ماذا حدث لفيكي فقط. |
(İç çeker) Bassam, kızını öldüren askeri bile affetti. | TED | (تنهد) حتى إنه سامح الجندي الذي قتل بنته. |
(İç çeker) Yalan söylemeyeceğim, affedilmek istedim. | TED | (تنهد) لن أكذب إليكم أنني أردت أن يغفر لي. |
(İç çeker) Bana şartlı bir af teklif etti. | TED | (تنهد) قدمت لي نوعاً ما المغفرة المشروطة. |
(İç çeker) Ona işkence ettim... | TED | (تنهد) وعذبتها... |