İçeri girip seninle ne kadar gurur duyduğumu söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | هل بإستطاعتي الدخول و إخباركِ كم فخورة أنا بكِ ؟ |
Bekleyip, içeri girip girmediğini görsem iyi olur belki de. | Open Subtitles | يُفضَّل أن أنتظر لأتأكد أنك ستستطيع الدخول |
Tamam, mümkün olan en kısa sürede içeri girip çıkın. Tamam? | Open Subtitles | علينا فقط أن ندخل ونخرج بأسرع وقت ممكن ، حسناً ؟ |
Kelimenin tam anlamıyla, duvarlarını çizdim, kartona modelledim, ve biz içeri girip kestik, ve bazı şeylerin yanlış olduğuna karar verip çıkarıp taktık. | TED | لقد قمت حرفيا بالرسم على جدران المقطورة نسختها على ورق مقوى كنا ندخل ونقطع، نقرر أن أمر ما خاطئ نخرجه، نعيده |
İçeri girip acaba onu dışarı ç ıkarabilirmiyim diye bakacağım. | Open Subtitles | سأدخل إلى هناك وأرى، إن أمكنني احضارها إلى هنا. حسناً. |
Tamam. İçeri girip duş almam gerekiyor. Sonra konuşuruz. | Open Subtitles | حسنا, يجب أن أذهب إلى الداخل وأستحم سأكلمك لاحقا يا أصحاب |
Hayır, kimse içeri girip çıkamaz, bayan. Hotel kilit altında. Üzgünüm. | Open Subtitles | لا يدخل أو يخرج أحد يا سيدتي الفندق مغلق حاليًا، آسفٌ |
Pek bir şey olmadı... sadece bir şey, kapımıza bir gülleyle vurdu... ve içeri girip bizi yemeye kalktı. | Open Subtitles | لا شيء بشكل خاص فقط شيء ضرب على الباب بقذيفة مدفع ثم حاول الدخول وأكلنا |
Şimdi içeri girip, kapıyı suratıma kapayabilirsin ama yaparsan, bu son olacak. | Open Subtitles | يمكنك الدخول و إغلاق الباب خلفك لكن إن فعلت ، لا تصفعي الباب |
- Etrafı darmadağın etmeden önce içeri girip sakinleştirir misin şunu. | Open Subtitles | هل يمكنك الدخول لتهدئته قبل أن يدمر المكان؟ |
İçeri girip, sana masal okumamı ister misin, çünkü ben... | Open Subtitles | هل تريدين مني الدخول وقراءة قصة قبل النوم لأني |
İçeri girip biraz yemeğe, içeceğe ve dinlenmeye ne dersin? | Open Subtitles | حسناً ماذا تقول؟ هل ندخل للحصول على الطعام؟ الشراب؟ |
O zaman neden içeri girip kadın gibi halletmiyoruz? | Open Subtitles | طالما ذلك لماذا لا ندخل ونصفى هذا الامر كالنساء ؟ |
İçeri girip kötü adamı şaşırtıyoruz, değil mi? | Open Subtitles | ثم ندخل نحن و نفاجىء هذا المجرم أليس كذلك ؟ |
Sen ates yaktiginda, ben nöbetçiyi sok tabancasiyla vuracagim içeri girip, parayi alacagim. | Open Subtitles | لذا عندما تشعل النيران سوف أغرى الحارس ثم سأدخل للداخل و أجلب المال |
Şimdi içeri girip ödevlerini yapma zamanı. | Open Subtitles | الآن حان الوقت لتأتي إلى الداخل وتنجز فروضك المدرسية |
Yani, 10 insan 11 yıldır orada ve onca zamandır içeri girip çıkan hiç kimse olmadı mı? | Open Subtitles | عشر أشخاص هنا منذ 11 عام ولم يدخل أو يخرج أحد منذ ذلك الوقت؟ |
İçeri girip bir çıkış yolu aramaya çalışacağım. Dua biliyorsanız, dua edin. | Open Subtitles | سوف أدخل و أرى إذا ما كانت تقود للخارج فإذا كنتم تصلون فإستمروا |
Bugün Joseph'in ölü genleriyle ilgili bir şey duydum ki bunlar içeri girip hücrelerin yeniden oluşmasını engelliyorlarmış. | TED | سمعت اليوم عن جينات الموت لجوزيف و التي يجب أن تدخل و تقتل تكاثر الخلايا. |
İçeri girip bir kez bakınacağız. Onları bulamazsak buradan hemen tüymeliyiz. | Open Subtitles | سندخل سريعاً و نتفقده, إن لم نجده نخرج من هنا فوراً |
İçeri girip yemeği hazırlayacağım. | Open Subtitles | الآن, سأذهب الى الداخل و أتمّ إعداد الطّعام للعائلة. |
Daha fazla oyun oynamıyorum. İçeri girip onun beynini patlatacak ve ne düşündüğünü öğreneceğim. | Open Subtitles | لقد فرغت من هذه اللعبة سأذهب للداخل وأقبض على هذا الرجل |
Willow, sen içeri girip onları elinden geldiğince etkisiz hale getir. | Open Subtitles | آه ، " ويلو " أنتى ستدخلين و تهدئين الموقف بقدر ما تستطيعين |
Neden içeri girip biraz dinlenmeyi denemiyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا لا نذهب للداخل ونحاول الحصول على بعض الراحة؟ |
Neden içeri girip, biraz eğlemeye çalışmıyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تدخلين و تحاولي أن تحظي ببعض المرح |
İçeri girip köpeğimi diğer köpeklerin yanına bıraktım dışarı çıktım ve havlamalar kesildi. | Open Subtitles | دخلت و وضعت كلبي ثم تركته و خرجت توقف نباح الكلاب و صوتهم |