"içerisine" - Translation from Turkish to Arabic

    • داخل
        
    • الكروموسوم
        
    Ultrasonik güç çevirici esasen modelin içerisine odaklanmış bir ultrasonik dalga demeti yayar. TED يقوم محوّل الموجات فوق الصوتية بإرسال شعاع من الموجات فوق الصوتية التي تتركّز داخل الجسم.
    Gördüğünüz, bu boyanın içerisine karıştırdığım yağ, bezir yağı. TED اللون الزيتي الذي ترونه أنا فقط وضعته داخل الرسم هو زيت بذر الكتان.
    Robot, çevresindeki aletleri hareket ettiriyor ve vücut içerisine girmesini sağlıyor. TED ويقوم الروبوت بتحريك هذه الآلات, وإمدادها بالحركة, في داخل الجسم.
    - Tehlikeli olduğundan dolayı... içerisine bakamadığımız için video kameramı kutunun içine koymak istiyorsun. Open Subtitles هل تريد وضع الكاميرا هناك؟ داخل الصندوق؟ ستكون خطرة جداً ولا نستطيع النظر أيضاً
    Arke bakterisinde, kromozom, hücrenin içerisine birleşiktir. Fakat kısa süre önce, bir hücreden diğerine kromozom nakli yapabileceğimizi ve onu canlandırabileceğimizi gösterdik. TED مع عتائق الباكتريا، فأن الكروموسوم يدمج داخل الخلية، لكننا قمنا مؤخراً بإثبات أنه يمكننا زراعة كاملة لكروموسوم من خلية إلى خلية أخرى وتفعيل الخلية.
    Yeni koromozom hücrenin içerisine yerleşti. TED إنتقل الكروموسوم الجديد لداخل الخلية.
    İnsanlar evlerinin içerisine işiyorlarmış şehirde. Open Subtitles الناس بإمكانهم التبوّل داخل منازلهم هناك
    İnsanlar evlerinin içerisine mi işiyorlarmış? Open Subtitles الناس بإمكانهم التبوّل داخل منازلهم هناك؟
    Bu da kurbanın bir çeşit zorlamayla kabın içerisine baş aşağı tutulduğu teorisini destekliyor. Open Subtitles أحسنت وهذا يعزز نظرية بأن الضحيّة دُفع رأسها بالقوة داخل القالب
    İlk olarak vajinanın içerisine bir dilatör yerleştireceğim. Open Subtitles لتحول دون عملية الإيلاج. لذا، سأقوم أوّلاً بإيلاج مُوسِّع داخل مهبلك.
    Bir arama izni çıkardı, deponun içerisine bir göz attı. Open Subtitles لقد حصل على مُذكّرة، وألقى نظرة داخل المطعم
    Alman uzun menzil radarı. Yükleme bölümünün içerisine girmemizi istiyorlar, sonra da patlatmamızı. Open Subtitles يريدون منّا الذهاب إلى داخل المنشأة ثمّ تفجيرها
    Bütün bu aletlerin endüstriyel bir kontrol mekanizmasının içerisine bağlı olduğu ve bunun da özel bir tanım etiket numarası olduğunu bu da aletin yapımı ve modelini temsil ettiğini söyledi. Open Subtitles وقال شيئاً عن الأجهزة التي توجد داخل أنظمة التحكم الصناعي والتي يحمل كلاً منها رقماً فريداً يُحدد جهة صنع وطراز الجهاز
    Bu kadar küçük bir şeyin içerisine sığacak manyetik şişeyi nasıl yaptınız? Open Subtitles كيف أمكنكم صنع زجاجة مغناطيسية مستقرة داخل شيء صغير؟
    Yani müzik baloncuğunu baloncuklar içerisine koymalı. Open Subtitles تعرفين، مثل وضع فقاعة الموسيقى داخل فقاعة الفقاعات.
    Bu dairenin içerisine bir takım olarak geçerseniz, kıyafetlerinizi kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Open Subtitles قفوا داخل الدائرة كفريق يمكنكم الاتصال بشبكة التحول بسهولة
    Aslında, anahtar kodun içerisine gömülü. Open Subtitles في الواقع، كان جزءا لا يتجزأ من الشفرات داخل التعليمات البرمجية.
    Bu dairenin içerisine bir takım olarak geçerseniz, kıyafetlerinizi kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Open Subtitles قفوا داخل الدائرة كفريق يمكنكم الاتصال بشبكة التحول بسهولة
    Bir mikrobiyal türden bir kromozomu ayırdık. Bu ikisi tahminen insan ve fare kadar birbirlerine uzak. Birkaç ilave gen ekledik böylece aktardığımız koromozomu seçmemiz mümkün oldu. Proteinlerin tümünü etkisiz hale getirmek için proteinleri enzimlerle parçaladık. Bunu hücre içerisine yerleştirmemiz oldukça hayret uyandırıcıydı-- Bu çok sofistike çizimlerimizi sanırım beğeneceksiniz. TED نحن ننقي الكروموسوم من كائن مايكروبي واحد. تقريباً، هذين الأثنتين بعيدتان مثل البشر والفئران. وقد أضفنا بعض الجينات القليلة بحيث يمكننا الإختيار لهذه الكروموسوم. وقمنا بخلطها مع الإنزيمات لقتل البروتينات. وقد كان مذهل للغاية عندما وضعنا هذا في الخلية -- سوف نقدّر رسوماتنا الرائعة للغاية هنا --

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more