Tabii, eğer bir kaç yılını kız uyuşuk uyuşuk içerken ve zayıf Beyaz Rus'larla takılırken ödev yaparak geçirmek istiyorsa. | Open Subtitles | طبعا , إذا وافق على قضاء سنتين في القيام بواجباتها بينما تشرب و هي فاقدة الوعي مع الفتيات الروسيات البيض |
Çok şerefsizsin dostum. Dün sen kan içerken, saçını kim okşadı? | Open Subtitles | من الذي كان يداعب شعرك الليلة الماضية حينما كنت تشرب الدماء؟ |
Kahveyi içerken her her yudumdan sonra şöyle bir ses çıkarırdı: | Open Subtitles | في تاريخ الفنون، كان يشرب القهوة دائماً، وبعد كل رشفة، كان يفعل هكذا |
Şubat 2017'de arkadaşım Dom ve ben mutfağımda bira içerken, yaratıcı sektörlerde büyük bir sorun olduğundan bahsetti. | TED | في شباط 2017، كنت أشرب البيرة في مطبخي مع صديقي دوم، واعترف لي بأن هناك مشكلة ضخمة في صناعة الإبداع. |
Dwight, bilmem haberin var mı artık bir şey içerken normal insanlar gibi bardak yerine garip sırt çantaları kullanmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كنت تعلم و لكن من المفترض أن نشرب من علب على الظهر عوضاً عن الأكواب مثل الناس الطبيعية |
Ben bu ampulün altında viski içerken, sen de radyatörün sesini dinleyeceksin. | Open Subtitles | أنت تستمع لهسهسة ألراديو بينما اشرب أنا الويسكي تحت هذا المصباح المكشوف |
Bence çayını içerken bundan daha çok hoşlanırsın. | Open Subtitles | أظن أنكِ ستستمتعين بها أكثر وأنتِ تشربين الشاي |
Ben insaları su içerken görüyorum susadıklarında, sende sadece yağ görüyorum. | Open Subtitles | رآيت ناس تشرب الماء متى تعطش أنت فقط الذي طلب زيت |
Ve dudaklarını değdirip içerken aniden vururum ve pörsümüş gerdanına dökülür bütün bira. | Open Subtitles | و حين تشرب أقفز أمام شفتيها و أسكب الجعة فوق لحمها المترهل |
Hazır biramı içerken neden seninkini anlatmıyorsun? | Open Subtitles | بينما انت تشرب البيرة الخاصة بي لما لا تحكي لي قصتك؟ |
Yada göstermiyorsanız Yada önemsemiyorsanız tehlikeyi güneyde, onlar içerken mekanlarında. | Open Subtitles | او لم يظهروا او لم يهتمو .. ِ ان يهددوا زنجي و هو يشرب الشراب في الحي |
Şey, yutkunurken boğazı acıyor özellikle portakal suyu içerken. | Open Subtitles | يتألم عند الابتلاع وخاصة عندما يشرب عصير برتقال. |
Evet, o bunu içerken biz de bunu söyleyeceğiz ve gitmiş olacak. | Open Subtitles | أجل. إنه يشرب هذه عند إلقائنا لهذه، فيعود لمكانه |
Sizinle bir sorunum yok ama... içkimi içerken birilerini becermeyi tercih ederdim. | Open Subtitles | لست وكأنني ضدكم لكني أريد أن أشرب وأضاجع |
Senin en iyi viskinden içerken lise yıllığına bakıyordum. | Open Subtitles | أشرب كأس من أفضل خمر لديك و أنظر إلى الكتيب السنوي لمدرستي الثانوية |
Bir fincan kahve içerken dertleşebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع أن نتكلم عن حياتنا الحزينة ونحن نشرب القهوة ؟ |
Ben hızla bir espresso içerken, siz de 10 dakikalığına alışveriş yapın. | Open Subtitles | اعطيكم 10 دقائق استراحة تسوقوا فيها بينما انا اشرب القهوة المركزة الخاصة بى |
Benim kanepemde benim votkamı içerken bu soruyu sen mi sormalısın? | Open Subtitles | ألا يفترض أن أقول أنا ذلك بم أنكِ تجلسين على أريكتي تشربين من زجاجتي؟ |
Diğer çocuklar... ..ağaçların arasında gizlice sigara içerken ben evin arkasında saklanıp parmaklarımı boğazıma sokardım. | Open Subtitles | عندما كان الفتية الآخرون فى الغابات يشربون السجائر كنت أختبيء خلف المنزل و أضع إصبعى فى حَلقى |
Sık sık sokak serserileriyle içki içerken görülüyormuş. | Open Subtitles | البعض يقول أنّه يتواجد هناك بشكلٍ دائم لشرب الكحول مع أبناء الشوارع |
Tabii ki kahve ve konyak içerken kadınlardan da bahsettik. | Open Subtitles | طبعاً تحدثنا قليلاً عن الجنس اللطيف ونحن نحتسي القهوة والبراندي. |
Kamera, onu, otopark alanında oturup bira içerken, bir saatten fazla görüntülemiş. | Open Subtitles | الكاميرا صوّرته وهو يجلس .. في موقف السيّارات يحتسي الجعّة لأكثر من ساعة .. |
Kağıt oynayıp viski içerken nasıl dedektiflik düşünebiliyorsun? | Open Subtitles | كيف تلعب الورق وتشرب الويسكي وتفكر كمخبر ؟ |
Portland'da bir kafede sütlü kahvemi içerken karşımdaki ekranda sonraki otobüsün üç dakika içinde trenin de 16 dakika içinde geleceği bilgisi geçti. | TED | كنت أحتسي القهوة في بورتلاند ونصف الكوب مليئ وفجأة بدأ المجلس المصغر في المقهى بعرض معلومة بأن الحافلة القادمة ستصل خلال 3 دقائق والقطار سيصل في غضون 16 دقيقة |
Ama bu size, tedavi ettiğiniz hastaların detaylarını sırf ilginç diye diğer doktorlarla kahve içerken... | Open Subtitles | لكن هذا لا يعطيك الحق أن تجلس و تحتسي القهوى و تتحدث في أمور و علاج المرضى مع الأطباء الآخرين |
Bir dahaki sefere, bir bardak su içerken muhtemelen bir kuyruklu yıldızın ya da bir göktaşının suyunu içtiğinizi hatırlayın. | Open Subtitles | في المرّة القادمة التي تشربون فيها كوبًا من الماء، تذكّروا أنكم ربما تشربون عصير مذنّبٍ أو كويكب |
Şu durduğumuz yerden bir metre ötede o borudan içerken yakalamıştım onu. | Open Subtitles | قبضت عليه وهو يدخن منها وعلى بعد 3 اقدام من موضعنا هاذا |