Irmağı geçip dağa tırmanmıştır. Yaşam kadar eski içgüdüsüdür... | Open Subtitles | إنه عبر من مكان ما وصعد الجبل غريزة قديمة كالحياة نفسها |
Baş Kraliçe bunu dile getirmese de onun gururundan daha güçlü bir şeyi varsa da bu hayatta kalma içgüdüsüdür. | Open Subtitles | مع أنّ الأولى لن تعترف بذلك، لكن الشيء الوحيد الذي يعلو على كبريائها هو غريزة البقاء. |
Kendini koruma lehine hareket etmek temel bir insan içgüdüsüdür. | Open Subtitles | أنّها غريزة بشرية أساسية... .. التصرف من أجل بقاء النفس |
Polis içgüdüsüdür. Asla kurtulamazsın. | Open Subtitles | إنّه غريزة الشرطي لا تختفي أبداً |
Tek çocuğu için endişe duymak her ebeveynin içgüdüsüdür. | Open Subtitles | القلق على ابنة غريزة طبيعية لأي أم |
Bu hayvan içgüdüsüdür. | Open Subtitles | انها غريزة الحيوانات |