| Böyle güzel bir kızın olduğu için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأن لديك مثل هذه الطفلة الجميلة |
| Bu kadar güzel bir kızın olduğu için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأن لديك مثل هذه الطفلة الجميلة |
| Soruyu duyacak kulağın kaldığı için çok şanslısın. | Open Subtitles | لحسن حظك أنه طلب مني طرح السؤال عليك |
| Daha ilk denemede hamile kaldığın için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنتِ محظوظة لأنكِ حبلتي في أول مرة عن طريق مني مجمد |
| Böyle güzel iki kadınla yaşadığın için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت رجل محظوظ جداً تعيش مع امرأتان جميلتان |
| Ona sahip olduğun için çok şanslısın kardeşim. | Open Subtitles | لحسن حظّك أنّها تعتني بك يا أخي. |
| Hapiste olduğun için çok şanslısın, dostum, ne dediğimi anladın mı? | Open Subtitles | أنت محظوظ جدا على المفصل، يا صديقي هل تفهمني عندما أقول ذلك؟ |
| Hiçbir şeyin olmadığı için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظة جدا لأنك لا تملكين شيئا |
| Sana bakacak zengin birini bulduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | محظوظه لأن هناك شخص غني يعتني بكِ |
| Buna değmez. Kocam bu tezgahın üstünden atlayıp dişlerini yere dökmediği için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأن زوجى لم يقفز فوق الخزينه وكسر أسنانك |
| Evlat, en iyilerin en iyisinden referansın olduğu için çok şanslısın. | Open Subtitles | يافتى , أنت محظوظ لأن لديك توصيات من الأفضل |
| Böyle seven bir karın olduğu için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأن لديك زوجة حنونة مثلها |
| 2 yılla yırttığın için çok şanslısın Joe! | Open Subtitles | لحسن حظك أن السجن كان لسنتين فقط يا جو |
| FBI'dan önce seni bulduğumuz için çok şanslısın. | Open Subtitles | لحسن حظك أننا أخذناك قبل أن تأخذك الـ(إف بي آي) |
| Buradan ayrıldığın için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنتِ محظوظة لأنكِ ستغادرين هذا المكان الحقير |
| Böyle güzel iki kadınla yaşadığın için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت رجل محظوظ جداً تعيش مع امرأتان جميلتان |
| Ona sahip olduğun için çok şanslısın kardeşim. | Open Subtitles | لحسن حظّك أنّها تعتني بك يا أخي. |
| Biliyor musun, onlar gay olduğu için çok şanslısın yoksa aranızdaki rekabet bir hayli zorlu olurdu. | Open Subtitles | ..هل تعرف انك محظوظ جدا ان كليهما شاذ وإلا لكانت المنافسة شديدة جدا |
| Baban olduğu için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظة جدا لأنك تملكينه |
| Sana bakacak zengin birini bulduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | محظوظه لأن هناك شخص غني يعتني بكِ |
| Silahı olmayan tek Cumhuriyetçi... ben olduğum için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأنني الجمهورية الوحيدة التي لا تحمل مسدساً |
| Şu anda komada olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنتِ محظوظة جداً لأنكِ في غيبوبة الآن |
| Hawaii'de bir porfesyonel yamaç paraşütçüsü olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظٌ جداً لأنك تحترف الغطس من المرتفعات في هاواي |
| Havuzunuz olduğu için çok şanslısın. | Open Subtitles | كم أنت محظوظة لإمتلاكك لحوض سباحة |
| - Kadın olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت جد محظوظة لأنك إمرأة كيف ذلك؟ |
| O herifin eşyalarını taşıdığımızda tatilde olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ أنك كنت في إجازة عندما كان علينا نقل لوازم رجل من الطرف الشمالي |
| Kıçına tekmeyi basmadığım için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ أننا لا أضربك |