Dün otobüse bomba koyan adam için öyle değil. | Open Subtitles | ليس بالنسبة للرجل الذى وضع القنبلة على الحافلة بالامس |
Benim için öyle değil. Ben sadece cisimlerle ilgileniyorum. | Open Subtitles | ليس بالنسبة لي، إني مهتمّة بالمركبات المجهولة فحسب |
- Benim için öyle değil. Ayrıca serbest falan değilim. | Open Subtitles | ليس بالنسبة لي و أنا بعيدة عن كوني طليقة |
Sana göre bütün ilişkiler seks için olabilir ama benim için öyle değil. | Open Subtitles | مهلًا، بالنسبة لك، ربما تكون العلاقات تدور حول المضاجعة فحسب، ولكن ليس بالنسبة لي |
Erkeklerin kaybedecek bir şeyi yok ama kadınlar için öyle değil. | Open Subtitles | على الرغم من أن الرجال ليس لديهم مايخسرونه ولكن الامر ليس كذلك بالنسبة للنساء |
Red Sox için öyle değil. | Open Subtitles | ليس بالنسبة لفريق الجوارب الحمراء |
Fakat benim için öyle değil. | Open Subtitles | لَكنَّه ليس عطلة.. ليس بالنسبة لى. |
Benim için öyle değil. | Open Subtitles | ليس بالنسبة لي. |
Chelsea Marsh için öyle değil Nick. | Open Subtitles | " ليس بالنسبة لـ " تشيلسي مارش , نيك |
Evet, ama diğerleri için öyle değil. | Open Subtitles | أجل, لكن ليس بالنسبة للآخرين |
Benim için öyle değil. | Open Subtitles | ليس بالنسبة إليّ. |
En azından benim için öyle değil. | Open Subtitles | على الأقل ليس بالنسبة لي. |
Ama benim için öyle değil. | Open Subtitles | ولكن ليس بالنسبة ليّ |
Çocuk için öyle değil. | Open Subtitles | ليس بالنسبة للطفل. |
Benim için öyle değil ama. Adım Eep. | Open Subtitles | ولكن ليس بالنسبة لي اسمي (إيب) |
Benim için öyle değil ama. Adım Eep. | Open Subtitles | لكن ليس بالنسبة لي أُدعى (إيب) |
- Rawdon için öyle değil. | Open Subtitles | ليس بالنسبة الى "رودن"َ |
Benim için öyle değil. | Open Subtitles | . ربما بالنسبة لك , لكنه ليس كذلك بالنسبة لي |