| Araban için üzgünüm. Benimkini alabilirsin. Güzel anlaşma değil mi? | Open Subtitles | آسف بشأن سيارتك، لكن في المقابل، أعطيك سيارتي، ما رأيك؟ |
| Senin benim için arkadaştan fazlası olabileceğin hakkında verdiğim yanlış izlenimler için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة على كل إشارة لم أعطيها لك لأني أعتبرك أكثر من صديق |
| Baba ünlü bir sanatçı olamadığım için üzgünüm. Beleşe konamayacaksın. | Open Subtitles | أبي، آسف لأنني لن أصبح فناناً مشهوراً تسرق منه المال |
| Bunun için üzgünüm ama başka türlü nasıl halledeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | يؤسفني ذكر هذا لكني لا أدري كيف أتخلص من الأمر |
| Dün geceki geç vardiyadan sonra böyle geldiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أعتذر عن بقائي هنا بعد وردية العمل المتأخرة الليلة الماضية |
| Böyle yaptığım için üzgünüm. Bu hafta moralim biraz bozuk da. | Open Subtitles | آسفة لأنني أتحدث بهذه الطريقة أنا أعاني من الكآبة هذا الأسبوع |
| Yaptıklarım için üzgünüm, hapiste geçirdiğim günler için değil. | Open Subtitles | أنا آسف على ما فعلته لكن ليس على الوقت الذي قضيته فى السجن |
| İçki dükkanın için üzgünüm, ama o bizim yapacağımız iş değil. | Open Subtitles | آسفة بشأن المتجر. ولكن هذا العمل لا يناسبنا |
| Araban için üzgünüm. Benimkini alabilirsin. Güzel anlaşma değil mi? | Open Subtitles | آسف بشأن سيارتك، لكن في المقابل، أعطيك سيارتي، ما رأيك؟ |
| Önceki olanlar için üzgünüm. - Benim kadar üzgün olamazsın, ufaklık. | Open Subtitles | ــ آسف بشأن ماحدث قبلاً ــ لست آسفاً بقدري, أيها الولد |
| William, şahsi problemler yaşadığın için üzgünüm ama elim kolum bağlı. | Open Subtitles | ويليام , أنا آسف بشأن مشاكلك الشخصية لكن ما باليد حيلة |
| Size kimse haber vermediği için üzgünüm. Umarım herşey yolundadır. | Open Subtitles | آسفة على عدم إعلامكم عسى أن الأمر لا بأس به |
| Sizi buna mecbur bıraktığım için üzgünüm ama koridorda sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | آسفة على إزعاجك ولكنني كنت عالقة في الممر |
| Oğlunuzu hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama değişmek için çok yaşlıyım. | Open Subtitles | انا آسف لأنني خذلت . ابنك ، لكنني كبير جدا على التغيير |
| Seni hiç aramadığım için üzgünüm Abe. 15 yerli karımla birlikte meşguldüm. | Open Subtitles | آسف لأنني لم أتصل بك ، كنت مشغولاً مع زوجاتي المحليات الـ15 |
| Bunu görmek zorunda kaldığın için üzgünüm. Hakkımda ne düşünüyorsundur bilemiyorum. | Open Subtitles | يؤسفني أنّك رأيت ذلك، لا يمكنني تصوُّر ما تظنّه فيّ الآن. |
| Rahatsız ettiğim için üzgünüm, efendim. Bu insanları tanıyor musunuz? | Open Subtitles | أعتذر عن إزعاجك يا سيدي، لكن هل تعرف هؤلاء الناس؟ |
| Bunları anlattığım için üzgünüm. Tüm gün boyunca böyle duygusaldım. | Open Subtitles | آسفة لأنني ألقيت بمشاكلي عليكِ إنني منهارة عاطفياً طوال اليوم |
| Seni tuttuğum için üzgünüm. Dağınıklık için tekrar özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف على إبقائك هنا لوقت طويل، وأعتذر على هذه الفوضى مجدداً |
| Geçen gece için üzgünüm. Hastanede çok meşguldüm. | Open Subtitles | آسفة بشأن ليلة البارحة واجهة مشكلة في المستشفى |
| İstediğin kişi olamadığım ve bana bakmana gerek olmadığı için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة لأني لست تلك الإنسانة ولا أريدكِ أن تعتني بي |
| Ve Bunun için üzgünüm, o tetik çekilmeyecek, söz veriyorum. | Open Subtitles | انا اسف على ما حدث هناك و لن يتكرر اوعدك |
| Her neyse, bu hükümet işlerini yapmaya zorladığım için üzgünüm. | Open Subtitles | بأى حال , أسف على توريطك لفعل هذا المهام الحكومية |
| Jethro, zamanlama için üzgünüm ama Bay Parsons'la görüşmemi şimdi tamamladım. | Open Subtitles | جيثرو ,أنا أعتذر على التوقيت ولكنى أنهيت مقابلتى للتو,مع السيد بارسونز |
| Kötü davrandım, özür dilerim, anne! Kötü davrandığım için üzgünüm! | Open Subtitles | أنا آسف لأني أسأت التصرف أنا آسف لأني أسأت التصرف |
| Büyük açılışı kaçırdığım için üzgünüm. Bir haftadır şehir dışındaydım. | Open Subtitles | آسف أنني فوّت الإفتتاح، كنت خارج المدينة لمدة إسبوع |
| Bu akşam için üzgünüm. Çok iyi bir ilk buluşma değildi. | Open Subtitles | أسف بشأن الليلة أعرف أنه لم يكن الموعد الأول المثالى |