Siz yapmazsanız onlardan daha fazla hoşlanmamak için şans yakalayacak. | Open Subtitles | سيكون لدية فرصة لكي لا يحب المزيد منهم لو انكم لا تقوموا بـ |
Bu parti dikkat çekmek için şans bulduğunda elde et ya da bırak partisi. | Open Subtitles | الإختلاط من أجل النجاح أو الفشل عندما تجد فرصة لكي تصبح ملاحظ |
Sadece kardeşime çöp çıkarma dünya rekorunu kırması için şans veriyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أمنح أخي الصغير فرصة لكي يحطم الرقم العالمي في إخراج القمامة |
Yalnızca gelip bu gece için şans dilemek istemiştim. | Open Subtitles | -وددت أن أتمنّى لكم حظًّا طيّبًا الليلة |
Yalnızca gelip bu gece için şans dilemek istemiştim. | Open Subtitles | -وددت أن أتمنّى لكم حظًّا طيّبًا الليلة |
Bu gece için şans dilemek istiyorum, her şey çok güzel olacak. | Open Subtitles | اردت فقط ان اتمنى لكم حظا سعيدا هذه الليلة أنت يكون تذهب أن يكون كبيرا |
Ben sana birisi olman için şans veriyorum, ve sen bana böyle mi teşekkür ediyorsun? | Open Subtitles | لقد أعطيتك الفرصة لكي تفعل شئ فى حياتك و هكذا يكون ردك ؟ |
Bu neye kadir olduğunu kanıtlaman için şans. | Open Subtitles | انها فرصة لكي تثبت ماهي مقدرتك. |
Sana durumunu düzeltmek için şans vermeliyim. | Open Subtitles | علي أن أعطيك فرصة لكي تُعدل وضعك |
Büyümesi için şans vermelisin. | Open Subtitles | عليكِ منحها فرصة لكي تكبر |
Bugün gelip binicilik için şans dilemek istedim. | Open Subtitles | أردت فقط أن تأتي أتمنى لكم حظا ركوب اليوم. |
Jae-joon'a gerçek bir Harimao olması için şans ver. | Open Subtitles | إمنح " جاي - جون " الفرصة . لكي يكون " هاريماو " حقيقي |
Onun savunma yapması için şans tanımıyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أعطيها الفرصة لكي تجهز ردها |