"için acele" - Translation from Turkish to Arabic

    • في عجلة
        
    • على عجلة
        
    • التسرع في
        
    • هرعت
        
    • فى عجلة
        
    • عجلة فى
        
    • أسرع لأن
        
    • تعجلي
        
    • تشقي طريقك بالقوة
        
    • سريعًا في
        
    Çin'de her zaman herkes bir şeyler için acele eder, daha iyi bir hayat sürebilmek için 1.3 milyar insanın önüne geçmeniz gerekir. TED ففي الصين حيث كل شخص وكل شيء في عجلة من أمرهم، تحتاج إلى أن تتفوق على 1.3 مليار شخص لكي تبني لك حياة أفضل.
    Dinle kızım, Biliyorum işe dönmek için acele ediyorsun.. Ama güven bana; Open Subtitles حسناً , يافتاة , أسمعي أعرف بأنكِ على عجلة للذهاب إلى العمل
    Onların ne düşündüklerini bilmeden anlatmak için acele etmemeliyiz, değil mi? Open Subtitles لم يجب علينا التسرع في هذه الأمور قبل التفكير فيهما جيدا, صحيح؟
    Senin hatan işimin yürütülmesi ona bağlı olan sekreterime âşık olmak için acele etmen. Open Subtitles لا لا, خطاك انك هرعت لحب موظفة استقبالي المرة التي اعتمد عليها لتنظيم عملي
    Ona gitmek için acele mi ediyorsun? Open Subtitles آها و هل أنت فى عجلة من الذهاب اليه ؟ آها
    Çek için acele etmeyin. Bir sabah ofisinize uğrar alırım. Open Subtitles لا عجلة فى أمر الشيك,سأرسله لك فى مكتبك قريباً
    Ve hikayemin sonuna varmak için acele etmeliyim. Open Subtitles ويجب أن أسرع لأن قصتي شارفت على الإنتهاء
    Zamanında geri dönmek için acele ederken biraz erkenden dükkanı kapatınca son posta pantolonuma düştü. Open Subtitles وجراء تعجلي لأعود في الوقت المحدد وتقريباً استدرت مبكراً قبل أن انتهي، وكمية قليلة نضحت على مقدمة بنطلوني
    Geçmek için acele etme. Open Subtitles لا تشقي طريقك بالقوة
    "Sadece aptalların koynunda kızgın yatmak için ruhunuzda öfkeli olmak için acele etmeyin." Open Subtitles "لا تكن سريعًا في روحك لتصبح غاضبًا، لمساكن الغضب فقط في صدر الحمقى."
    Bay Cosgro ve gitmek için acele ediyordu. Open Subtitles وكان السيد كوسجروف في عجلة من امره للذهاب
    -Senden kaçmak için acele ediyorum. Open Subtitles إنني في عجلة من أمري بسببكِ، هل تعرفين ذلك؟
    Bizi sıcak bölgeye yetiştirmek için acele ediyorlar, o kadar. Open Subtitles أنهم في عجلة من أمرنا أن تأخذ الولايات المتحدة في مأزق.
    Bununla birlikte onunla buluşmak için acele etmediğimi kabul ediyorum. Open Subtitles أعترف، على الرغم من ذلك، أنا لست على عجلة لملاقاته
    O adamlar Varşova'daki gettoları boşaltmak için acele ediyorlardı. Open Subtitles كانوا على عجلة لتفريغ أحياء وارسو اليهودية
    Kimse gitmek için acele etmez, neden biliyor musun? Open Subtitles لم يكن أحد على عجلة ليغادر، أتعلم لماذا؟
    Lütfen, bu konuda hüküm vermek için acele etmeyin. Open Subtitles رجاءً حاول عدم التسرع في الحكم حول هذا
    Hiçbir şey için acele etmem. Open Subtitles لا أعتقد أن عليك التسرع في شيء
    Bu yüzden de nikah için acele etti.. Open Subtitles هذا هو السبب في انها هرعت الى مذبح الكنسية.
    Bunun yanında kaçmak için acele ederler, değil mi? Open Subtitles عدا عن كل شىء آخر فهم غالبا ً ما يكونوا فى عجلة للهرب، أليس كذلك؟
    Bunu ödemek için acele etme. Open Subtitles وليس هناك عجلة فى سداد هذا
    Ve hikayemin sonuna varmak için acele etmeliyim. Open Subtitles ويجب أن أسرع لأن قصتي شارفت على الإنتهاء
    Uzanmak için acele etsen iyi olur, zira uzaklaşıyorlar. Open Subtitles من الآفضل أن تعجلي بمدها لآنهم يبعدون
    Geçmek için acele etme. Open Subtitles لا تشقي طريقك بالقوة
    Yargılamak için acele etme. Open Subtitles لا تكن سريعًا في الحكم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more