Doktorlarla konuşmak için bekliyorum. | Open Subtitles | أنا في انتظار التحدث مع الأطباء |
- Yüzbaşıyla konuşmak için bekliyorum. | Open Subtitles | - أنا في انتظار لاجراء محادثات مع قائد فريقه. |
Sheldon'a hastamın durumunu danışmak için bekliyorum | Open Subtitles | أنا بإنتظار مريض لي ان ينتهي من جلستة مع شيلدون |
Ateşleme emri için bekliyorum, General. | Open Subtitles | أنا بإنتظار أمر بالإطلاق، جنرال |
Çabuk eve gel Poonam, senin pişirdiğin köriyi yemek için bekliyorum. | Open Subtitles | تعالي إلى البيت بسرعة يا بونام، أنا أنتظر أن أتناول طعام من صنعك |
Görüntü olup olmadığı hakkında bilgi almak için bekliyorum. | Open Subtitles | هل التقطت له كاميرا المراقبة أي صورة؟ أنتظر أن أعلم بذلك. |
- Haklısın. Ne için bekliyorum ki? | Open Subtitles | أجل أنت محق ما الذي أنتظره بمناسبة الحديث عن فرنسا |
Ailesiyle beraber. Doktorla konuşuyor. Onu görmek için bekliyorum. | Open Subtitles | إنه مع والديه يتحدثون مع الطبيب أنا منتظرة لرؤيتها ، ما زالت غائبة عن الوعي |
Teslim olma şartlarını duymak için bekliyorum. | Open Subtitles | أنا في إنتظار سماع شروط إستسلامك |
Bu sahneyi görmek için bekliyorum. | Open Subtitles | أنا في انتظار رؤية هذا المشهد |
Elini tutmak için bekliyorum. | Open Subtitles | أنا في انتظار ليمسك يدك |
Evet, uçuş için bekliyorum | Open Subtitles | نعم، أنا في انتظار رحلة |
Mırıldanmak için bekliyorum. | Open Subtitles | أنتظر أن أتدلل عليك |
Tam olarak ne için bekliyorum? | Open Subtitles | -ما الذي أنتظره بالضبط؟ -كيف عرفت؟ |
Yüz yıldır bu intikam için bekliyorum. | Open Subtitles | أنا منتظرة منذ مئات السنين لهذا الإنتقام |
Bu büyük önerini duymak için bekliyorum. | Open Subtitles | أنا في إنتظار سماع هذا العرض الضخم |